26 Ağustos 2009

Sahurda bu gıdaları tüketmeyin

Sahurda bu gıdaları tüketmeyin

İçinde bulunduğumuz ramazan ayında daha sağlıklı ve mutlu olmamıza yarayacak faydalı bilgileri Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Kaya anlattı.

İstanbul'da 104. 6 Frekansıyla yayın yapan Radyo 7'nin sevilen programcılarından Eda Çelebi'nin hazırlayıp sunduğu Eda'yla Gün Ortası programının bugünkü konuğu Beslenme ve Diyet uzmanı Ayça Kaya oldu. Hangi hastalığı olanlar oruç tutmamalı? İftarda neler yemeli? Vücutta su kaybına neden olan gıdalar hangisi? Kabızlığı önlemek için neler yapılmalı?
 
Ramazan ayında doğru beslenme,  sağlıklı yaşama,  oruç ve daha birçok konuda merak edilenler:
 
EDA: Ramazan ayında oruç tutanlar beslenmede nelere dikkat etmeli?

AYÇA KAYA:
Hepimiz için büyük bir nimet olan ramazan ayını iyi değerlendirmek gerekir.  Modern tıpta kalori kısıtlaması olarak bilinen parametre bugün insanların hayatını uzatan en önemli gerçeklerden biri. 1900'lü yıllardan günümüze kadar gelen araştırmalardan çıkan en önemli sonuçlardan biri az beslenmenin önemidir.  Oruçta doğru ve az beslenildiği taktirde bizler için büyük bir fırsattır.  Dünyanın en uzun yaşayan insanlarına baktığımızda modern insanın besinin sadece üçte ikisini yediğini görüyoruz.  Bütün dinlerin ortak paydası olan oruç; vücudu dinlendirmek,  nefsi terbiye etmek detoks yapmak anlamını taşımakta.
 
EDA: Sahura kalkmanın önemi nedir?

Ayça KAYA: Her şeyden önce ramazan ayı kilo vermek için kesin doğru zaman olarak algılanmamalıdır. Ramazan ayında diyete giren ve bu yüzden sahura kalkmayıp, iftarda az yiyen kişilerin ramazan sonunda verdikleri kiloları fazlasıyla aldıklarını biliyoruz. Doğru olansa sahura imsağa en yakın zamanda kalkılmasıdır. Sahurdan sonra uyumayarak en az bir saat ayakta durulması da oldukça önemlidir. Doğru değerlendirildiği taktirde oruç tutmak kilo vermek ve sağlıklı beslenmek adına güzel bir fırsattır. Her şeyden az az yenildiğinde hem vücudun ihtiyacı karşılanacak hem kişi istediği şeyi yiyebilecektir. Sahurda ise ağır ve yağlı yemeklerden kaçınıp iki dilim ekmekle, bir dilim peynir veya haşlanmış yumurta, bir bardak süt ve meyve yeterli olacaktır. Börek, çay, kahve gibi gıdalar ise kan şekerini dengesizleştirdiği ve vücuttan su atıcı özelliğe sahip oldukları için tüketilmemelidir. İftar açılırken de o an ki açlığa kapılarak büyük porsiyonlarla yemekler tüketilmemeli tabak boyu ve yemek miktarı iyi ayarlanmalıdır.
 
EDA: Hangi durumlarda oruç tutmak sağlığı olumsuz yönde etkiler?
 
Ayça KAYA: Tansiyon ilacı kullanmalarına rağmen hipertansiyonları kontrol altında olmayan çoklu insülin tedavisi kullanan,  şeker hastaları (ileri derecede ise) oruç tutmamalıdır. Ancak kan şekeri iki üç hapla 180 ile 120 arasında seyrediyorsa ilaçlarını sahurda ve iftarda kullanarak oruçlarını tutabilirler. Her şeker hastası oruç tutamaz diye bir durum olamaz. İleri derecede insilün kullanmak zorunda olan ve kan şekeri 200 ün altına düşmeyen hastalar oruç tutamazken ilaç tedavisiyle kontrol altına alınabilen hastalar tutabilirler. Çok büyük depresyona girip,  klinik tedavisi uygulanan hastalar da oruç tutmamalıdır.
 
EDA: Oruçlu olunan zamanlarda kabızlık ve şişkinlik için ne yapılabilir?
 
Ayça KAYA: Kabızlığın dört büyük gurup nedeni vardır. Bunlar beslenmeyle birlikte diyet lifinin azalması, su alımının yetersiz oluşu, yağın azaltılması, hareket azlığıdır. Diyet lifinin azlığı sorununu ortadan kaldırmak için soframızda mutlaka yeşil göbek salata, kabak, yeşil fasulye, semiz otu gibi sebze yemekleri ağırlıkta olmalıdır. Mercimek, bulgur, esmer ekmek lif oranı yüksek besinlerdir. Bunlar tüketilebilip yine lif oranı yüksek armut, incir, kurukayısı gibi meyveler tercih edilebilir. Diğer taraftan yemekle birlikte bol su içilip, ramazanla birlikte dinlenmeye çektiğimiz bedenlerimizi hareket ettirebiliriz. Her gün aynı saatte tuvalet ihtiyacını karşılanması da birçok kişi tarafından bilinmese de kabızlık probleminin çözümü için oldukça önemlidir.
 
EDA: Zeytinyağının bir çok derde deva olduğunu biliyoruz. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz? Özellikle kabızlık konusunda ne derece önemlidir?
 
Ayça KAYA: Kabızlığın büyük nedenlerinden biri de yağ tüketiminin az olmasıdır. Ama Türk milleti olarak yaptığımız yemeklerde bol miktarda kullandığımız yağlar büyük kaloriler içermekte. Enerji değeri yüksek olan yağlardan bir tatlı kaşığı kullanılması yeterlidir. Bu bütün yağlar için geçerlidir. Zeytinyağını diğer yağlardan farklı kılan ise omega3 yağ asitleri açısından çok zengin oluşudur. Bu açıdan diğer yağlara oranla biraz daha fazla tüketilebilir. Ancak yine de günlük yağ tüketimi içerisinde miktarı sınırlandırılmalıdır. Fazlası vücudumuz tarafından yakılamayacağı için başta kalp olmak üzere birçok hastalığı tetikleyecektir.
 
EDA: Kilo almamak için nelere dikkat etmeliyiz?
 
Ayça KAYA: Ramazanda kilo almamak için özellikle dikkat etmemiz gereken tahıl gurubuna yani ekmek, pilav, makarna, börek, çorbaya yemeklerimizde ağırlık vermemek. Şeker metabolizma bozuklukları olan hastalarımız bu gurupta bulunan yemeklerden vazgeçemeyeceklerini düşünmekte. Kimi zaman gizli bir şekilde seyreden bu rahatsızlık kişileri zor durumda bırakırken tedavisi başarılı bir şekilde sonuçlanan hastalarımız ise "gerçekten ben bunları bu kadar sevmiyormuşum" diyebilmekte. Çok fazla şeker tüketen insanlarda da bu hastalığa karşı yatkınlık bulunmaktadır. Kilo problemi de olan kişiler bu konuda tetkik yaptırmalıdır. Aslında bizler kilo sorununu üç boyutlu olarak ele alıyoruz. Bunlar; kişinin metabolizması, beslenmesi, hareketi. Kişiler metabolizmalarında her hangi bir sorun olup olmadığını bu konu da uzman merkezlerden öğrenebilirler.
 
EDA: Hipotroit over hastalığının tedavisi nasıldır? Bu hastalıkla alınan kilolar nasıl verilir?
 
Ayça KAYA: Metabolizmada aşırı kiloya neden olan beş tane hastalık var. Bunlardan bir tanesi insülin direnci dediğimiz şeker metabolizma kusurları. İkincisi tiroit bezlerinin az çalışması. Üçüncüsü kansızlık ve vitamin eksikliği. Dördüncüsü böbrek üstü bezlerinin fazla çalışması. Beşincisi politistik over. Hipotroit over rahatsızlığında ise politistik over ve tiroit bezi az çalışması vardır. Bu hastalıkta hormanları dengelemek şarttır. İnsülin şeker metabolizması rahatsızlığıyla benzerlikler gösteren bu hastalığın doğru teşhis edilmesi de oldukça önemlidir.
 
EDA: Peki Ramazan sonrasında eski beslenme alışkanlığımıza döndüğümüzde ne olacak?
 
Ayça KAYA: Aslında hayatı ikiye bölmek pek doğru olmaz. Ramazanda yapılan günlük enerji alımını iftar ve sahur olarak ikiye bölmektir sadece. Kalori kısıtlaması dediğimiz beslenme yetersizliği söz konusu olmadığında canlıların hayatını uzatan en önemli bulgudur. Mantığı doğru kavranmış bir oruç insanlar için bu açıdan oldukça önemlidir. Sahura kalkmayıp iftarda bulduğunu yiyen bir mantık elbette doğru değildir. Kalıcı kilo kaybı ancak rejimin olmadığı,  yasakların olmadığı bir sistemde beslenme düzenini öğrenmektir. Tabi ki bununla birlikte metabolik çözümünde bulunması gerekir. İşte bu yüzden diyet listeleriyle verilen kilolar maalesef fazlasıyla geri alınmakta. Çünkü bireyler yaptıkları diyetle sağlıklı beslenmeye değil çabuk kilo vermeye endekslenmekte.
 
EDA: İnsanın kalori ihtiyacı ne kadardır?
 
Ayça KAYA: Kalori ihtiyacı kişiler arasında farklılık gösterir. Kalori metabolizma ihtiyacına göre ayarlanır. Spor yapan bir erkek yada bayan�Her bireyin kalori ihtiyacı birbirinden farklıdır. Hatta kalori ihtiyacı en çok kilo problemi olan kişilerde kendini gösterir. Vücut büyüdükçe enerji ihtiyacı da artar.
 
EDA: Çok sık duyduğumuz şok diyetler hakkında neler söyleyebilirsiniz?
 
Ayça KAYA: Kesinlikle doğru bulmadığım, kimseye önermediğim yöntemlerdir. Doktor kontrolü altında olması gereken diyetler şok diyete çevrildiğinde vücuda ihtiyacı olan enerji verilmediğinden vücut kendi depolarından yemeye başlar. Bunun sonucunda da kalpte ritim bozuklukları, ani kalp durmaları hatta kalp krizleri görülebilir. Bu diyetler uzun süre devam ettirildiğinde ise saç dökülmeleri, tırnak kırılmaları, halsizlik, agresiflik gibi birçok sorun ortaya çıkabiliyor.
 
EDA: Peki neden insanlar şok diyetleri seçiyor? Ne kadar sürede kilo veriliyor ki bu kadar büyük ilgi görüyor?
 
Ayça Kaya: Şok diyeti tercih edip verdiği kiloyu fazlasıyla alan birçok hastamız var. Kısa vadede çözüm gibi görünen bu tür diyetler insanlara umut kazandırsa da ne yazık ki uzun vadeli çözüm olamaz. Bizim temel prensibimiz ise kalıcı zayıflamadır. Doktor kontrolünde kalıcı zayıflamak mümkündür ancak bu gibi yöntemler kesinlikle doğru değildir. İlaçla zayıflama da ilaç kullanıldığı müddetçe zayıflama gerçekleşir ancak ilaç bırakıldığında sonuç şok diyetlerle aynı olacaktır.
 
EDA: Baş dönmesi hakkında sizden neler öğrenebiliriz?
 
Ayça KAYA: Çok çeşitli sebepleri olabileceğinden iç hastalıkları uzmanından yardım alınabilinir. Baş dönmesinin hangi durumlarda ve ne şekilde meydana geldiği önemlidir.
 
EDA: Tatlıyı çok seven insanlara ne önerirsiniz?
 
Ayça KAYA: Şerbetli tatlılar yerine daha az margarin, yağ içeren sütlü tatlıları öneririm.
 
EDA: Yaşa göre ideal kilo nasıl olmalı?
 
Ayça KAYA: Kişinin kilosunu boyunun karesine bölerek elde ettiği değer ideal kilosunu gösterir. Genellikle toplum taramalarında kullanılan değerdir. Bir uzmandan yardım alınmasını öneririm çünkü kişinin vücudunda ki yağ oranı da oldukça önemlidir. (Radyo 7)
 

Etiketler: eda çelebi eda'yla gün ortası radyo 7 ayça kaya diyet ramazan beslenme iftar sahur

Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar

Blog Widget by LinkWithin

İslam İlmihali