18 Ağustos 2009

Kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz

Bir atasözü vardır; “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” diye.
“Zâlimin zulmü varsa, mazlumun da ALLAH’ı var” sözü meşhurdur. Bunun için hiç kimsenin yaptığı yanına kalmaz. Çünkü Zilzal suresinin yedinci ve sekizinci âyetlerinde mealen; (Kim zerre kadar iyilik yaparsa onun mükafatını görecek, kim zerre kadar kötülük yaparsa onun cezasını görecektir) buyurulmuştur.
Zulme uğrayan, uğradığı zulüm kadar hak sahibidir. Daha fazla ileri giderse, bu sefer kendisi zalim olur.“Mazlum olanın, başkasına zulmetmeye hakkı yoktur"Ama günümüz toplumunda ne yazık ki "biri sana zulmetmişse sende ona misilleme yapacaksın altında kalma" anlayışı hakim.Eshab-ı kiramın büyüklerinden olan Muaz bin Cebel hazretleri; “İyi bir Müslüman olarak ölüme hazır ol! Mazlumların bedduasından çok sakın ve hiç kimseye zulmetme!” buyurmuştur.Allahuteala bizleri zulmetmekten ve ah almaktan korusun inşaAllah(amin)....
Bu güzel hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum...
Amr bin Dinar hazretleri şöyle anlatır:
"Önceki ümmetlerden birisi, bir deniz sahiline gider ve orada yüksek sesle:
"Beni gören kimse bir başkasına asla zulmetmeyecek!" diye bağıran bir kimse görür. Yanına yaklaşır ve;
"Ey Allah'ın kulu! Senin bu sözün nedir, ne demek istiyorsun?" diye sorar.
Yüksek sesle bağıran kimse başından geçenleri şöyle anlatır:
"Ben bir zamanlar, o zamanın emniyet mensuplarından birisi idim. Bir gün bu deniz sahiline geldim ve ağı ile balık tutan birini gördüm. Tuttuğu balığı bana hediye etmesini söyledim, razı olmadı. Satmasını istedim yine kabul etmedi. Benim de canım sıkıldı, kızdım ve kırbacımla başına vurmaya başladım ve balığı zorla aldım. Balık canlı idi. Elimde sallayarak eve gitmek için yola koyuldum.
Eve yaklaştığım bir sırada balık parmağımı kaptı. Parmağımı kurtarmak için yere atmak istedim, fakat bırakmadı. Hemen acele eve girip içeridekilerden yardım istedim. Onlar da uzunca bir zaman uğraştılar. Neticede zorlukla parmağımı kurtardık. Lakin parmak şişti. Balığın dişlerinin izleri göz göz açıldı. Bunun üzerine iyi bir tabibe gittim. Parmağımı görünce;
"Bu kangren olmuş, eğer kesilmezse, helak olursun" dedi ve parmağımı kesti.
Bu defa hastalık elime sıçradı. Tekrar gittiğimde;
"Eğer elini kesmezsek helak olursun" diyerek rızam üzerine elimi de kesti.
Bu defa hastalık koluma geçmişti. Yine tabibe koştum. Hastalığın kola yayılmış olduğunu söyleyip kolumu da kesti. Hastalık bu defa pazuma çıkmıştı. Korku ve şaşkınlıkla evimden çıktım. Deli gibi koşuyor ve hayvanlar gibi bağırıyordum. Oralarda büyük bir ağacın gölgesine sığındım. Dalları arasında uyudum kaldım. Rüyamda birisinin benim yanıma geldiğini gördüm. Bana;
"Senin uzuvların kaç kere kesildi ve parça parça atıldı. Hakkını sahibine götür ver. O zaman kurtulursun" dedi.
Uyandığımda aklım başıma geldi. Hak sahibini hatırladım. Bu bana Allahü teâlâdan gelen bir ceza idi. Hemen deniz kenarına gittim. Balık avcısını buldum. Ağını denize atmıştı. Onu çekinceye kadar bekledim. Çok balıklar çıkardı. O zaman balıkçıya seslenip;
"Efendim ben senin kölenim!" dedim.
Bana dönüp;
"Sen kimsin?" dedi.
Ben de;
"Efendim falan zaman sizi dövüp zorla balığınızı gasp eden kimseyim" dedim. Sonra ona kolumu gösterdim. Onu görünce böyle beladan Allahü teâlâya sığındı.
"Sen şimdi serbestsin gidebilirsin" dedi. Ayrılmak istedim. Bana;
"Dur” dedi. Sonra;
“Bir balık için sana bedduada bulunmuştum. Kolunu geri veremem amma.." diyerek beni elimden tutarak evine götürdü. Oğlunu çağırıp bahçedeki bir yeri gösterip, orasını kazmasını söyledi. Oğlu orasını kazınca içinde otuz bin dirhem olan bir kese çıktı. On bin dirhemini bana verip;
"Bunlarla ihtiyacını gider" dedi.
Sonra yine bir on bin dirhem daha verip;
"Bunları da komşularına ve akrabana dağıt!" dedi.
Ben ayrılmak istediğimde ona;
"Allah için bana söyle nasıl beddua ettin?" dedim. O da bana şöyle dedi:
"Sen bana vurup balığı aldığında, çok gücüme gitmişti ve acizliğimden ağlamıştım. Sonra da ya Rabbi! Onu da beni de sen yarattın. Onu kuvvetli, beni zayıf kıldın. Sonra onu bana musallat eyledin. Onun zulmünü benden geri çevirmedin. Beni de onun zulmüne mani olmaya kuvvetli kılmadın. Kudretin hakkı için onu âleme ibret olacak hâle koy! dedim."
Netice olarak; “Zâlimin zulmü varsa, mazlumun da Allah’ı var!” sözünü unutmamalıyız.Herkes ne ekerse onu biçer ve ettiğini bulur. Zalimlere en güzel cezayı veren Rahman-ı Rahim'e emanet olun.
http://www.mollacami.net/forum/index.php/topic,22654.msg231560.html#msg231560

Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar

Blog Widget by LinkWithin

İslam İlmihali