23 Nisan 2009

HZ MUHAMMED (SAV) VE BİZLER

Hz Peygamber(SAV)’ı anlatmak ancak o anlatıma değer,süs ve zenginlik verir. Onunla olanlar, O’nu samimice dile getirenler Allah’u Teala nazarında itibar kazandılar. O’nu dost ve rehber edinenler İlahi rahmet ve merhamete ererek çağlar boyu Sahabe-i Kiram, evliya, asfiya, suleha ve şüheda gibi rahmet ve hayırla yad edilmekteler.O’na sırt çevirenler ve O’nu inkar edenler ziyana, lanete ve terke layık kaldılar. Nitekim Kuran-ı Kerim’in Ali imran süresinin 31- 32. ayetlerinde yüce Rabbimiz bu hakikatı şöylece beyan buyurmaktadır:

“De ki, siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok esirgeyici ve bağışlayıcıdır. De ki, Allah'a ve Peygamber'e itaat edin! Eğer aksine giderlerse, şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez.”

Her insan, yaşadığı sürece beğendiği, sevdiği ve önem verdiği kişileri kendisine örnek alır. Biz Müslümanlar da birini örnek alacaksak ve birine özeneceksek, bu Hz. Peygamber (s.a.v.) olmalı ve arzu- isteklerimiz O’nun hayatına ve getirdiği mesaja uygun olmalıdır.
Hz. Muhammed ( SAV), tüm insanlığa gönderilmiş ve kendisine inananlar için en büyük rehberdir. Allah’ın en sevgili kulu ve elçisidir.

O insanlığa gönderilmiş dünya ve ahiret cankurtaranıdır. Karanlıklar O’nunla aydınlandı. Tüm değerlerini yitirmiş insanlık O’nunla kendine geldi. Mazlumların, çilekeşlerin, ezilmişlerin sığınağı oldu. O’nu sevmeyenler dahi O’nunla huzur ve hayat buldu.

Her Müslüman Peygamberini tüm yönleriyle tanımak ve tanıtmak zorundadır.

Kur'ân'da Peygamberimiz için "Allah'ın Resulünde sizin için güzel bir örnek vardır" (Ahzâb Sûresi, 21) buyrularak, mü'minlerin, hayâtlarının bütün safhalarında onu örnek almaları tavsiye ve emredilir. Peygamberimiz de, "Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim" buyurur.

" Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik".(Enbiyâ Sûresi, 107) ayetinin gereği olarak, tüm âlemlere rahmet olan Hz Muhammed (SAV), tüm âlemleri saran bir şefkât ve sevgi ile insanlığı eğitmiştir. Tüm bağnazlık ve cehaletlikleri kaldırarak, yeni bir medeniyet ve beraberlik ruhu meydana getirmiştir.

Tüm insanlığı saran bu rahmet ve nur göz ve kulak ardı edilemez. Bu asırda modern insanın, sivil, masum binlerce insanı yoktan sebeplerle katlettiği, Müslümanların param parça edilip ortadan kaldırıldığı, İslam coğrafyasının gözü dönmüş caniler tarafından kan gölüne çevrildiği, çağdaşlık adına eski cahiliyye ahlaksızlıklarının tekrar hortlatıldığı bir ortamda O’na ne kadar muhtacız. En başta Müslümanlar olmak üzere ve tüm insanlık Hz. Muhammed’i kurtuluş vesilesi sığınak bir ada olarak görmek ve o kutlu adaya sığınmak zorundadır.

O’nu aklı selim ve tarafsızca araştıran gayrı Müslimler dahi hayranlıklarını ifade etmekten kaçınmamışlar. Alman imparatoru Bismarc: “Senin mutlu asrında yaşamadığımdan dolayı çok üzgünüm. Ey Muhammed! İnsaniyet senin gibi seçkin bir kudreti ancak bir defa görmüş, sonra da görmeyecektir.”

Avrupalı filozof B.Show : “ Muhammed’in insanlığın kurtarıcısı olarak kabul edilmesi zorunludur. Eğer onun gibi bir adam modern dünyanın önderliğini üstlenseydi tüm problemleri çözüme kavuşturur, bütün dünyaya barış ve mutluluk getirirdi. Bunların ikisine de şimdilerde şiddetle ihtiyaç vardır.” Diyerek özlemlerini dile getirmişlerdir. Keşke ona hakaret etme cesaretini gösterenler de ona bu şekil baksalardı. Ya ittifakını ve ihtişamını yitirmiş Müslümanlar! Onun rehberliğini bıraktıkları müddetçe inim inim inlemeye devam edecekler.

Yahyâ ibn-i Muaz (Rh.A) diyor ki:

Ey ilim sahipleri, ey müslümanlar!..

1. Şu köşklerinize bakın; köşkleriniz kayserlerin evine benziyor!

2. Evleriniz de kisrâların, acemlerin evlerine benziyor.

3. Meskenleriniz de Karun'un meskenlerine benziyor.

4.Kapılarınız da Tâlut devrinin kapılarına benziyor.

5.Elbiseleriniz de Câlut devrinin insanlarının elbiselerine benziyor,

6.Mezhebleriniz de şeytanın işine benziyor.

7. Yok olmanız inatçı şerirlerin helâkine benziyor.

8.İdareleriniz de Firavun idaresi...

9.Kadılarınız, hakimleriniz de rüşvet alırlar, zulmederler.

10.Ölümünüz de cahiliye ölümüdür.

"Nerde Muhammed ümmeti?.." Fazla söze gerek var mı? Ne dersiniz?

Not: Şu Kutlu Doğum Haftasını bahane ederek peygamberden çok kendilerinin, örgütlerinin, gruplarının reklamını yapan bazı grupları, sözde araştırmacı akademisyen diye kürsüye konuşmaya davet edilip de iki cümleyi Allah için bir araya getirmeyip katılımcı dinleyici kesimin zamanını çalan hırsızları ve örgütçüleri ALLAHA havale ediyorum. Bırakın peygamberin yakasını. Siz Müslümanları bölmeye devam edin eyyamcılar, bölücüler………

Yaw bu haftanın kutlama işini 1989 da Diyanet başlatmıştı. Hani islamdan saymadığınız, imamlarının arkasında namaz kılmadığınız, Cumalarına gitmediğiniz kurum var ya hatırladınız mı….. Bırakın bu işi ehil insanlar yapsın. Siz sadece dinleyin. Başka şeylerle reklamlarınızı yapınız. Sahi bu haftayı bahane ederek düzenlediğiniz kermeslerin geliri nereye gidiyor? Müftülüğün belli. Sahipsiz kalan Kuran Kursları… Ya sizin……..?

Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar

Blog Widget by LinkWithin

İslam İlmihali