Müslüman bir ülke olan Mısır sahillerindeki “sadece bikini ile girilir” ibaresi ülkeye tatilini geçirmek için Norveçli Müslüman bayanı şaşırttı!
Beyaz Kıta’dan İslam’ın merkez kalesi el-Ezher’i kucaklayan 1000 minare şehrine geldi. Kızıldeniz ile Akdeniz arasında uzanan plajları bulunan “Deniz Kızı”nda eğlenceli bir yaz tatili geçirme arzusu onu teşvik ediyor… Ancak üzerinde “sadece bikiniyle yüzülür” yazılı levhayla karşılaştığında şoke oldu ve başörtüsü karşısında sert bir duvar bulmuş gibi hissetti.
Caroline Boston 25 yaşında Norveçli Müslüman bir turist. Kahire’deki Norveç Büyükelçiliği’ne Akdeniz kıyısındaki Marsa Matruh Şehri’nde (Mısır’ın kuzeyinde) yer alan Carlos Oteli yönetimi hakkında şikâyet dilekçesi verdi. Dilekçesinde otel yönetimi hakkında kendisine yüzme havuzuna başörtülü girmesine izin vermedikleri için soruşturma açılması talebinde bulundu. Zira bundan önce İslam ülkesi olmamalarına karşın ne Norveç’te ne İsveç’te ne de Danimarka’da böyle bir durumla karşılaşmıştı.
Caroline ve babasının kendisi eşliğinde Mısır’a geldiği Mısırlı işadamı Ali El-Mürşidi İslamonline Sitesine yaptığı özel açıklamalarda şöyle dedi; “Caroline 3 senedir Mısır’da Şermüşşeyh kentine gelip orada bikini ile yüzüyordu. Kimse de bu duruma itiraz etmiyordu. Müslüman olup başörtü giydikten sonra Mısır’a döndü. Ancak bu sefer daha öncekiler gibi sadece parlak güneşinin bronzlaştırması için değil dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların kalbindeki mekanından ötürü duyduğu özlemle geldi”.
El-Mürşidi devam etti; “geçtiğimiz Pazar günü otele gittik. Saat 12’de Caroline başörtülülerin giydiği; vücudun her yerini örten, sularda bulunan mikrop ve bakterilerin vücuduna girmesini engelleyen özel mayosu ile yüzme havuzuna girmeyi denedi. Bu, çeşitli Avrupa ülkelerinde havuzlarda ve sahillerde giymeye alıştığı elbisesiydi. Ancak otelin güvenliği kendisine turizm bakanlığının talimatlarına göre sadece bikini ile yüzülebileceğini söyleyerek yüzmesini engelleyince neye uğradığını şaştı”.
Bu olay Caroline’de şok etkisi yaratmıştı, diyen El-Mürşidi sözlerini şöyle sürdürdü; “Caroline şiddetle karşı çıkınca otel güvenliği kendisine orada sadece başörtülüler için özel bir havuz olduğunu haber verdi. Havuzun içinin dışarıdakiler tarafından görülmediğini, başörtülülerin özgürce başörtüsüz yüzebilmelerine imkan verdiğini söyledi. Ancak oraya gittiğimizde kahverengi camdan bir ev karşımıza çıktı. Dışarıdaki herkes rahatlıkla içeriyi görebiliyordu. Caroline; burası insanın insanlığıyla uyuşmayan hayvanlar evi gibi diyerek o havuza girmeyi şiddetle reddetti”.
“Dönmeyeceğim”
Mısırlı işadamı şöyle devam etti; “kendisi Ezher’in ülkesinde başörtüsü nedeniyle sıkıntı çekerken turistlerin üstsüz bikinilerle havuza gelmeleri ve hiç kimsenin kendilerine itiraz etmemesi manzarası Caroline’in büyük tepki vermesine yol açtı. İhab isimli otel görevlisi kendisini sakinleştirmeye çalıştı. Bize bulunduğumuz odadan daha geniş ve iyi bir oda verdi. Ancak biz başka bir otel aramak niyetiyle oradan çıktık”.
“Arayışımız ne yazık ki işi daha da çamura sürükledi. Yan taraftaki silahlı kuvvetlerin oteline gittiğimizde yabancı olduğumuz için otele alınmadık. Ancak gördük ki yüzleri kapalı olduğu için Mısırlı bayanların girmelerine de izin verilmedi. Tüm bunlar Caroline’in kötü hislerini artırdı ve büyükelçiliğe şikâyette bulunmaya karar verdi”. (El-Mürşidi’ye göre).
El-Mürşidi devam etti; “sadece uyumak için girmek niyetiyle otele döndük. Gerçekten orada birkaç gün geçirdik. Dönüş işlemlerini tamamladığımızda bizden bozduğumuz gerekçesiyle klozet parası istediklerinde bir kez daha şok olduk. Başörtü konusunu tırmandırmayalım diye bir sorun ürettiklerini hissettik. Kendilerinden Caroline’in havuza girmesini engellemelerine neden olan kararın ve tüm yaşananların ayrıntılarının yazılı olduğu mühürlü bir kağıt istedik. Filen kağıdı alabildik ve büyükelçiliğe sunduğumuz şikayete ekledik”.
El-Mürşidi sözlerini şöyle sonlandırdı; “Fransa’da bir kız öğrenci başörtüsüyle üniversiteye giremediği için bir gösteri düzenledik. Sonra izin verilen bir karar yayınlandı. Orada başörtülülerin yüzme havuzlarına gitmelerini engellemiyorlar. Aksine başörtülülere ve diğerlerine ayrı ayrı günler tahsis ediyorlar. Kesinlikle yasaklanması durumunun Mısır’da görülmesi ise gerçekten inanılması mümkün olmayan bir haldir. Turizm bakanlığından herhangi bir yetkilinin bizi arayıp, söylenenin aksini doğrulamasını ve Ezher Ülkesi’nden bu lekeyi kaldırmasını bekliyoruz”.
Caroline’e gelince yaptığı basın açıklamasında şöyle dedi; “Gülünç olan nokta Norveç ve İsveç’teki tüm yüzme havuzlarına bu kıyafet ile giriyorum ve kimse beni engellemiyor. Nasıl oluyor da dünyanın en önemli İslam ülkelerinden biri olan ve İslam’ın merkez kalesi olan Ezher Şeyhliğini içinde barındıran Mısır’da engelleniyorum?!”.
Caroline üzüntü içinde devam etti; “olanlardan ötürü gerçekten çok üzgünüm. Bir daha asla Mısır’a dönmeme kararı aldım. Olanlar beni şok etti. Avrupa’da başörtülü bayanlar mutlak özgürlük içinde yüzme havuzlarına başörtüleriyle girebiliyor. Nasıl oluyor da bu Müslüman bir ülkede engelleniyor?!”.
Caroline Iraklı Müslüman bir baba ve Norveçli Hıristiyan bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesinin dini üzerine büyüdü. 3 yıl önce İslam’a girdi.
Red Hakkı
Diğer taraftan müdürün dilinden yardımcısı Mustafa Aweis, otelin özel kurallarının Caroline’e gelir gelmez açıklandığını, otelde yer ayırttırdığı seyahat şirketinin de bu şartları kendisine bildirmiş olmasının gerekli olduğunu söyleyerek şöyle ekledi; “kendisine 3 yüzme havuzumun olduğunu haber verdik; ilki suyun temizlenmesi için suya atılan maddelerden giyilen elbiselerin etkilenmemesi için sadece bikini ile girilmesine izin verilen genel havuz.
İkincisi çocuklar için olan, üçüncüsü de tesettürlü mayo ya da herhangi başka elbiselerle girmek isteyenler için tahsis edilmiş olan havuzdur. Bu havuzda istenilen giysiyle girilmesine izin verilmesinin sebebi daha küçük olması. Böylelikle temizlenmesi daha kolay ve mükemmel bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Müşterinin (Caroline) dediği gibi camlar da şeffaf değil reflektördür. (müşterinin otel kurallarını önceden biliyor olmasının gerektiğini tekrar vurguladı). Kendisinin iddia ettiği gibi bu kuralların Turizm bakanlarının talimatlarına istinaden olduğunu söylemedik. Bakanlığın konuyla kesinlikle alakası yoktur. Elimizde bu hususta bakanlığın hiçbir talimatı bulunmamaktadır”.
Gensoru
Konuya ilişkin Halk Meclisi üyesi Dr. Ferit İsmail (Mısır Parlamentosu birinci odası) Bakanlar Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Nazif ile Turizm Bakanı Zehir Cerane’ye, Yerel Kalkınma Bakanı General Abdusselam El-Mahcup’a İskenderiye şehrinin yazlık sahillerinde (kuzey) suya girmek için bikini giyilmesi şartı konularak başörtülülerin girmekten men edilmeleri hususunda acil gensoru sundu.
İsmail gensorusunda El-Yevm El-Sabi’ Mısır Gazetesi’nin 16.07.2009 tarihli sayısına göre; “bu başörtüsüne ve başörtülülere düşmanlık görüntülerinden biri, rezilliğin yayılması ve fazilete savaş için çalışmaktır”.
Ayrıca İskenderiye’deki El-Ajami, El-Firdevs, Mika ve Oxygen sahillerinde “başörtülüler için değildir” şiarlarının başörtülülerin girmesini engelleyen levhalar konması yoluyla aleni bir şekilde yükseltildiğini, bikini giyilmesinin suya girmek için temel şart gibi konduğunu açıkladı. İsmail; “bu genel anlamda özgürlüklere özel anlamda da başörtülülere açık bir saldırı sayılır”. Turizm bakanlığından ya da hükümetten konuya ilişkin bir açıklama yapılmadı.
Sahil ve yüzme havuzları idarelerinin genelde deniz kıyafeti yani “mayolar” dışındaki elbiselerle suya girilmesini engellemelerinde elbisenin sahibi için tehlike arz etmesi gerekçesi ortaya atılmaktadır. Zira kıyafet deniz suyu ya da yüzme sularındaki motorlarla etkileşimde bulunan veya da suyu emen kumaştan imal edilmiş olabilir. Kumaş suyu çekip ağırlaşınca kıyafeti giyen kişi boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.
Bu tehlikelerin aşılması için bazıları sonunda “şer’i mayo” veya “tesettürlü mayosu” ismi altında bikini kumaşına benzer ancak baş dâhil vücudun her yerini kaplayan mayolar icat etti. Farklı çeşit ve şekillerde tasarımları yapıldı ve dünyanın dört bir yanında çeşitli bölgelerde satılır oldu.
Beyaz Kıta’dan İslam’ın merkez kalesi el-Ezher’i kucaklayan 1000 minare şehrine geldi. Kızıldeniz ile Akdeniz arasında uzanan plajları bulunan “Deniz Kızı”nda eğlenceli bir yaz tatili geçirme arzusu onu teşvik ediyor… Ancak üzerinde “sadece bikiniyle yüzülür” yazılı levhayla karşılaştığında şoke oldu ve başörtüsü karşısında sert bir duvar bulmuş gibi hissetti.
Caroline Boston 25 yaşında Norveçli Müslüman bir turist. Kahire’deki Norveç Büyükelçiliği’ne Akdeniz kıyısındaki Marsa Matruh Şehri’nde (Mısır’ın kuzeyinde) yer alan Carlos Oteli yönetimi hakkında şikâyet dilekçesi verdi. Dilekçesinde otel yönetimi hakkında kendisine yüzme havuzuna başörtülü girmesine izin vermedikleri için soruşturma açılması talebinde bulundu. Zira bundan önce İslam ülkesi olmamalarına karşın ne Norveç’te ne İsveç’te ne de Danimarka’da böyle bir durumla karşılaşmıştı.
Caroline ve babasının kendisi eşliğinde Mısır’a geldiği Mısırlı işadamı Ali El-Mürşidi İslamonline Sitesine yaptığı özel açıklamalarda şöyle dedi; “Caroline 3 senedir Mısır’da Şermüşşeyh kentine gelip orada bikini ile yüzüyordu. Kimse de bu duruma itiraz etmiyordu. Müslüman olup başörtü giydikten sonra Mısır’a döndü. Ancak bu sefer daha öncekiler gibi sadece parlak güneşinin bronzlaştırması için değil dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların kalbindeki mekanından ötürü duyduğu özlemle geldi”.
El-Mürşidi devam etti; “geçtiğimiz Pazar günü otele gittik. Saat 12’de Caroline başörtülülerin giydiği; vücudun her yerini örten, sularda bulunan mikrop ve bakterilerin vücuduna girmesini engelleyen özel mayosu ile yüzme havuzuna girmeyi denedi. Bu, çeşitli Avrupa ülkelerinde havuzlarda ve sahillerde giymeye alıştığı elbisesiydi. Ancak otelin güvenliği kendisine turizm bakanlığının talimatlarına göre sadece bikini ile yüzülebileceğini söyleyerek yüzmesini engelleyince neye uğradığını şaştı”.
Bu olay Caroline’de şok etkisi yaratmıştı, diyen El-Mürşidi sözlerini şöyle sürdürdü; “Caroline şiddetle karşı çıkınca otel güvenliği kendisine orada sadece başörtülüler için özel bir havuz olduğunu haber verdi. Havuzun içinin dışarıdakiler tarafından görülmediğini, başörtülülerin özgürce başörtüsüz yüzebilmelerine imkan verdiğini söyledi. Ancak oraya gittiğimizde kahverengi camdan bir ev karşımıza çıktı. Dışarıdaki herkes rahatlıkla içeriyi görebiliyordu. Caroline; burası insanın insanlığıyla uyuşmayan hayvanlar evi gibi diyerek o havuza girmeyi şiddetle reddetti”.
“Dönmeyeceğim”
Mısırlı işadamı şöyle devam etti; “kendisi Ezher’in ülkesinde başörtüsü nedeniyle sıkıntı çekerken turistlerin üstsüz bikinilerle havuza gelmeleri ve hiç kimsenin kendilerine itiraz etmemesi manzarası Caroline’in büyük tepki vermesine yol açtı. İhab isimli otel görevlisi kendisini sakinleştirmeye çalıştı. Bize bulunduğumuz odadan daha geniş ve iyi bir oda verdi. Ancak biz başka bir otel aramak niyetiyle oradan çıktık”.
“Arayışımız ne yazık ki işi daha da çamura sürükledi. Yan taraftaki silahlı kuvvetlerin oteline gittiğimizde yabancı olduğumuz için otele alınmadık. Ancak gördük ki yüzleri kapalı olduğu için Mısırlı bayanların girmelerine de izin verilmedi. Tüm bunlar Caroline’in kötü hislerini artırdı ve büyükelçiliğe şikâyette bulunmaya karar verdi”. (El-Mürşidi’ye göre).
El-Mürşidi devam etti; “sadece uyumak için girmek niyetiyle otele döndük. Gerçekten orada birkaç gün geçirdik. Dönüş işlemlerini tamamladığımızda bizden bozduğumuz gerekçesiyle klozet parası istediklerinde bir kez daha şok olduk. Başörtü konusunu tırmandırmayalım diye bir sorun ürettiklerini hissettik. Kendilerinden Caroline’in havuza girmesini engellemelerine neden olan kararın ve tüm yaşananların ayrıntılarının yazılı olduğu mühürlü bir kağıt istedik. Filen kağıdı alabildik ve büyükelçiliğe sunduğumuz şikayete ekledik”.
El-Mürşidi sözlerini şöyle sonlandırdı; “Fransa’da bir kız öğrenci başörtüsüyle üniversiteye giremediği için bir gösteri düzenledik. Sonra izin verilen bir karar yayınlandı. Orada başörtülülerin yüzme havuzlarına gitmelerini engellemiyorlar. Aksine başörtülülere ve diğerlerine ayrı ayrı günler tahsis ediyorlar. Kesinlikle yasaklanması durumunun Mısır’da görülmesi ise gerçekten inanılması mümkün olmayan bir haldir. Turizm bakanlığından herhangi bir yetkilinin bizi arayıp, söylenenin aksini doğrulamasını ve Ezher Ülkesi’nden bu lekeyi kaldırmasını bekliyoruz”.
Caroline’e gelince yaptığı basın açıklamasında şöyle dedi; “Gülünç olan nokta Norveç ve İsveç’teki tüm yüzme havuzlarına bu kıyafet ile giriyorum ve kimse beni engellemiyor. Nasıl oluyor da dünyanın en önemli İslam ülkelerinden biri olan ve İslam’ın merkez kalesi olan Ezher Şeyhliğini içinde barındıran Mısır’da engelleniyorum?!”.
Caroline üzüntü içinde devam etti; “olanlardan ötürü gerçekten çok üzgünüm. Bir daha asla Mısır’a dönmeme kararı aldım. Olanlar beni şok etti. Avrupa’da başörtülü bayanlar mutlak özgürlük içinde yüzme havuzlarına başörtüleriyle girebiliyor. Nasıl oluyor da bu Müslüman bir ülkede engelleniyor?!”.
Caroline Iraklı Müslüman bir baba ve Norveçli Hıristiyan bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesinin dini üzerine büyüdü. 3 yıl önce İslam’a girdi.
Red Hakkı
Diğer taraftan müdürün dilinden yardımcısı Mustafa Aweis, otelin özel kurallarının Caroline’e gelir gelmez açıklandığını, otelde yer ayırttırdığı seyahat şirketinin de bu şartları kendisine bildirmiş olmasının gerekli olduğunu söyleyerek şöyle ekledi; “kendisine 3 yüzme havuzumun olduğunu haber verdik; ilki suyun temizlenmesi için suya atılan maddelerden giyilen elbiselerin etkilenmemesi için sadece bikini ile girilmesine izin verilen genel havuz.
İkincisi çocuklar için olan, üçüncüsü de tesettürlü mayo ya da herhangi başka elbiselerle girmek isteyenler için tahsis edilmiş olan havuzdur. Bu havuzda istenilen giysiyle girilmesine izin verilmesinin sebebi daha küçük olması. Böylelikle temizlenmesi daha kolay ve mükemmel bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Müşterinin (Caroline) dediği gibi camlar da şeffaf değil reflektördür. (müşterinin otel kurallarını önceden biliyor olmasının gerektiğini tekrar vurguladı). Kendisinin iddia ettiği gibi bu kuralların Turizm bakanlarının talimatlarına istinaden olduğunu söylemedik. Bakanlığın konuyla kesinlikle alakası yoktur. Elimizde bu hususta bakanlığın hiçbir talimatı bulunmamaktadır”.
Gensoru
Konuya ilişkin Halk Meclisi üyesi Dr. Ferit İsmail (Mısır Parlamentosu birinci odası) Bakanlar Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Nazif ile Turizm Bakanı Zehir Cerane’ye, Yerel Kalkınma Bakanı General Abdusselam El-Mahcup’a İskenderiye şehrinin yazlık sahillerinde (kuzey) suya girmek için bikini giyilmesi şartı konularak başörtülülerin girmekten men edilmeleri hususunda acil gensoru sundu.
İsmail gensorusunda El-Yevm El-Sabi’ Mısır Gazetesi’nin 16.07.2009 tarihli sayısına göre; “bu başörtüsüne ve başörtülülere düşmanlık görüntülerinden biri, rezilliğin yayılması ve fazilete savaş için çalışmaktır”.
Ayrıca İskenderiye’deki El-Ajami, El-Firdevs, Mika ve Oxygen sahillerinde “başörtülüler için değildir” şiarlarının başörtülülerin girmesini engelleyen levhalar konması yoluyla aleni bir şekilde yükseltildiğini, bikini giyilmesinin suya girmek için temel şart gibi konduğunu açıkladı. İsmail; “bu genel anlamda özgürlüklere özel anlamda da başörtülülere açık bir saldırı sayılır”. Turizm bakanlığından ya da hükümetten konuya ilişkin bir açıklama yapılmadı.
Sahil ve yüzme havuzları idarelerinin genelde deniz kıyafeti yani “mayolar” dışındaki elbiselerle suya girilmesini engellemelerinde elbisenin sahibi için tehlike arz etmesi gerekçesi ortaya atılmaktadır. Zira kıyafet deniz suyu ya da yüzme sularındaki motorlarla etkileşimde bulunan veya da suyu emen kumaştan imal edilmiş olabilir. Kumaş suyu çekip ağırlaşınca kıyafeti giyen kişi boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.
Bu tehlikelerin aşılması için bazıları sonunda “şer’i mayo” veya “tesettürlü mayosu” ismi altında bikini kumaşına benzer ancak baş dâhil vücudun her yerini kaplayan mayolar icat etti. Farklı çeşit ve şekillerde tasarımları yapıldı ve dünyanın dört bir yanında çeşitli bölgelerde satılır oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder