Hürriyet Yazarı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu ikoncanları nasıl beslendiklerini kaleme aldı.
İkoncanların çoğu neredeyse sıfır beden! Ne yiyip içtiklerini ben de merak ediyordum. Hoş bir tesadüfle geçen hafta Bodrum’da “ikoncan beslenme planı”nın inceliklerini öğrendim. Hemen belirteyim, eğer beslenme yönünden not verecek olsanız hepsi sınıfta kalır.
Geçen pazar ikoncanların yaz boyunca mekân tuttukları Türkbükü’ne öğle yemeğine gittik. Hedefimiz Maça Kızı’nın mükemmel salatasını, birkaç dilim otlu peynirli pide ile yemekti! Doğal olarak devreye bir kadeh iyi soğutulmuş Fume blanc da girdi. Davet sahibi Nihat Özdemir her zaman yaptığı gibi siparişleri azıcık abarttı, bazı ilaveler yaptı. Ama olsun! Etli pide ve lahmacunla da sağlıklı beslenilebileceğini bizi izleyenlere bir güzel göstermiş olduk...
Bu arada görevli arkadaşlardan aldığım bazı bilgileri gözlemlerimle birleştirerek ikoncanların (ve ikoncanlaşma yolunda olan genç kızların) nasıl beslendiklerini (daha doğrusu nasıl beslenmediklerini) yakından izleme ve öğrenme fırsatım oldu.
SU+SALATA+SODA = 3 S DİYETİ
İkoncan beslenme planının birinci şartı aç kalmak, dayanamadığınız anda da midenizi su, soda ve salatayla doldurmaktan geçiyor. Ana öğün, ara öğün hepsi atlanıyor! İkoncanların uyguladığı rejime “3 S Diyeti” de diyebiliriz. Üç S Diyeti’nin kalorili kısmını oluşturan salatalar da bizim bildiğimiz salatalara pek benzemiyor. İçine asla peynir, fasulye tanesi, mısır parçası, nohut gibi az da olsa kalori içeren hiçbir şey konmuyor. Zeytinyağı, mayonez, kurutulmuş ekmek parçacıkları külliyen (!) yasak. Balzamik sirke, limon için bile dikkatle düşüneceksiniz.
İkincisi ikoncanlar meyve suyunu, meşrubatı bırakın, doğru dürüst su bile içmiyor! Zaman zaman ya diyet kola, ice tea, limonata ya da hava olsun diye “renklendirilmiş su” içiyorlar. Bunun için büyükçe bir bardağa 1/4 oranında su ve ağzına kadar buz dolduruluyor. Sonra 1-2 damla pomegranade esansı ya da benzeri tat-koku verici (siz “hava verici” de diyebilirsiniz) bir konsantreye bol buz ve limon dilimleri ekleniyor.
Üçüncü şartın neyse ki iyi yanları var: Soda yani mineralli gazlı su serbest. Kısacası ikoncan diyeti sağlıksız ve tatsız bir diyet. Uzak durmanızda fayda var! Tavsiye etmem.
GÜNEŞ YAĞIYLA BESLENİYORLAR
Bir noktayı daha ekleyelim: Öğle sıcağında geçirdiğimiz iki saat boyunca ikoncanların cilt yoluyla beslendikleri gibi bir düşünceye de kapıldım. O kadar sık yağlanıyorlardı ki her 5-10 dakikada bir ciltlerine boca ettikleri güneş yağlarının içinde sadece cildi değil, bedeni de besleyen bazı maddelerin olduğunu düşündüm.
Bu arada ikoncanların pek hareket etmediklerini, bırakın yüzmeyi, güneşin durumuna göre değişen küçük dönme hareketleri dışında yerlerinden kıpırdamaya bile karşı olduklarını müşahede ettim.
Bana sorarsanız ikoncan olmanın sırrı biraz da kötü beslenmekten geçiyor.
TAVSİYE EDiYORUM
Alzheimer’in erken tanısı için test var mı?
Yeni uygulamaya konan ve hızla popüler hale gelen “Amiloid Beta 42” proteininin kanda araştırılmasına dayanan Alzheimer testinin güvenilirliği ve duyarlılığı üzerindeki çalışmalar devam ediyor. A Beta 42 seviyesinin yüksek çıkması o kişinin yüzde yüz bu hastalığa yakalanacağı anlamına gelmiyor ama riskin yüksek olduğunu gösteriyor. Daha güvenli sonuçlar için testi görüntüleme yöntemleri ile (MR, Pet-CT ve EEG) desteklemek şart. Bu konuda kuşkusu olan ya da hafif bilinçsel bozukluğu olan herkes testi yaptırabilir. Eğer test sonuçlarında değerler yüksek bulunmuşsa bundan sonrası için bir nöroloji uzmanıyla birlikte hareket etmek gerek. Çünkü erken oluşturulmuş bir önlem planı Alzheimer tedavisinde başarı şansını bir hayli artırıyor.
BİR ÖNERİ
Deodorantlar masum mu?
Terlemeden şikâyetçi olanların, özellikle koltuk altı teri ve kokusundan yakınanların deodorant kullanmalarında yarar var. Ama bu konuda da bilinçli davranmak gerekiyor. Çünkü bu ürünlerin bir kısmı zararlı kimyasallar içerdiklerinden ciltte hasar oluşturabiliyor. Ayrıca ter bezlerinin ağzının kapanmasına ve koltuk altında iltihaplanmalara sebep olabiliyor. Bu nedenle deodorant ya da terlemeyi azaltıcı stick’ler kullanırken doğru ürünler seçmeye, doğru kullanımlarını öğrenmeye çalışmanızda fayda var.
TAVSİYE EDİYORUM
Meme kanserinden korunmak için neler yapmalı?
Düzenli egzersiz yapmak göğüs kanseriyle mücadelede etkili bir koruma yöntemi. Ayrıca bazı beslenme yanlışlarından da uzak durmak gerek. Çok yağlı yiyeceklerle beslenenlerde, fazlaca alkol kullananlarda meme kanseri riski artıyor. Özellikle alkol ile meme kanseri arasında önemli bir bağlantı olduğu anlaşılıyor. Antioksidan savunmanızı güçlendirmek, vücudunuza daha fazla D vitamini, omega-3, likopen, CoQ10 ve kateşin kazandırmak da etkili faktörler. Bu nedenle daha çok balık, domates, karpuz, keten tohumu, ceviz, yeşil çay ve sebze, meyve tüketmeniz faydalı. Belirli aralıklarla sağlık kontrollerinden geçmekte de fayda var. Ama eğer ciddi bir riskiniz yoksa sık sık mamografi yaptırmanız da tavsiye edilmiyor. Çok özel durumlar dışında, 1-2 yıldan evvel tekrarlanan mamografilerin memede ciddi bir radyasyon riski yaratabileceği belirtiliyor. Son zamanlarda yapılan birkaç çalışma fazla miktarda kırmızı et tüketmenin, özellikle ateşte kızartılarak hazırlanmış et yiyeceklerinin meme kanseri riskini artırabileceğini gösterdi. Bol bol soya yiyen kadınlarda meme kanserine yakalanma riskinin daha düşük olduğu da biliniyor.
AKLINIZDA OLSUN
Kalp krizinden sonra cinsel ilişkiye ne zaman izin var?
Kalp krizi geçirenlerin tereddütte kaldıkları önemli konulardan biri de budur. Genel olarak otuz günlük bir ara makul süre olarak kabul ediliyor. Cinsel ilişkinin kalbe getirdiği zorlama-yük zannedildiği kadar ağır değil. Canlı bir yürüyüş ya da iki kat merdiven tırmanmanın getirdiği zorlamayla aynı kabul ediliyor. Özellikle kriz sonrası herhangi bir problem çıkmamış, ritim sorunu, kalp yetmezliği ve benzeri kalıcı sorunlar yaşamamışsanız, yani kalbiniz güvende ise 3-4 hafta sonra normal cinsel faaliyetlerinize başlayabilirsiniz. Prensip olarak her zamanki partnerinizle ve tanıdık bir ortamda cinsel ilişki daha güvenli. Kalbin üzerindeki yük kendinizi güvenli hissettiğiniz cinsel ilişkilerde daha da azalıyor. Eğer cinsel ilişki esnasında nefes darlığı, baş dönmesi, kalp atımlarınızda düzensizlik fark ederseniz ilişkiyi kesmenizde yarar var.
BİLGİNİZE
Yaz kilolarını önlemenin yolları neler?
Kimin yazın kimin kışın kilo alacağı belli olmuyor ama özellikle tatil yörelerinde uzunca kalanların çoğu sonbahara fazla kilolarla giriyor. Ben yaz kilolarını önlemek isteyenlere “daha fazla sirke ve limon suyu kullanmalarını, tuz yerine pul biber, isot ve benzeri acılı baharatları, sarımsağı, soğanı tercih etmelerini” öneriyorum. Yemeğe başlamadan önce “zeytinyağına ekmek banmak” ya da “grisini, kuru bisküvi, peksimet ile peynir, çay muhabbetine” dalmaktan uzak durmalarını tavsiye ediyorum. Yaz öğlenlerini proteinli besinlerle (et, balık, tavuk, yoğurt, peynir), akşam yemeklerini ise zeytinyağlı sebzelerden zenginleştirmeye gayret etmeniz faydalı olabilir. Belki üzüleceksiniz ama kızartmaları da azaltmanızı tavsiye ediyorum. Sebzeleri kızartmak yerine közlemeyi ya da çok az yağda, kısık ateşte pişirmeyi deneyebilirsiniz. Meyve tercihlerinizi daha az tatlı olanlardan yana kullanın. Sütlü tatlıları tercih edin. Bol bol su içmeyi ihmal etmeyin. Ve tabii ki her gün 30-35 dakikalık bir yürüyüş yapmayı da unutmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder