22 Mayıs 2009

Suikast Nedir, Tarihteki En Önemli Suikastler..

[Gönderen : Mustafa Köse]



Dünya yaratıldığından bu yana insanoğlu sürekli toplumundaki en önemli kişileri suikastlere kurban vermiştir. Sözlükte "SUİKAST" kelimesi bilerek ve amaçlayarak bir toplumda değer taşıyan birisini öldürmek olarak geçmektedir. Suikastlerin genel amacı sadece bir bireyi öldürmek değildir. Ölüm olayı sonucunda o kişinin değer taşıdığı toplumda onarılmaz yaralar açmak, ikilik yaratmak, halkı galeyana getirmektir. İşte dünya tarihi bu tür önemli ölümlere yani suikastlere tanıklık etmiştir. İşte o unutulmaz suikastlerden birkaçı:

Aşağıdaki listelerde dünyayı ve Türkiye'yi çok derinden etkileyen yakın tarihte olmuş bazı suikastlerin listesi bulunmaktadır. Ayrıca listelerin altında bazı suikastlarin ayrıntılı anlatılmış şekilleri de bulunmaktadır.

Dünyadaki Bazı Önemli Suikastelerin Listesi:

14 Nisan 1865 : ABD Başkanı Abraham Lincoln, Washington'da vuruldu,bir gün sonra öldü.

13 Mart 1881 : Rus Çarı II. Alexander vurularak öldürüldü.

02 Temmuz 1881 : ABD Başkanı James Garfield vurularak öldürüldü.

29 Temmuz 1900 : İtalya Kralı I. Umberto öldürüldü.

06 Eylül 1901 : ABD Başkanı William McKinley Buffalo'da vuruldu. 14 Eylül 1901 de öldü.

1912: ABD eski Başkanı Theodore Roosevelt, suikastta yaralandı.

23 Şubat 1913 : Meksika Devlet Başkanı Madero ve Başkan yardımcısı Suarez öldürüldü.

18 Mart 1913 : Yunan Kralı George öldürüldü.

1914 yılında Avusturya-Macaristan Arşidükü Ferdinand ve karısı, Saraybosna'da öldürüldü.

1916 yılında Rusya'da Papaz Rasputin öldürüldü.

16 Temmuz 1918 : Son Rus Çarı Nikola, karısı ve çocuklarıyla öldürüldü.

1920 yılında Meksika Devlet Başkanı Carranza öldürüldü.

20 Temmuz 1923 : Meksikalı devrimci Panço Villa öldürüldü.

17 Şubat 1928 : Meksika'nın yeni Devlet Başkanı General Obregon öldürüldü.

15 Şubat 1933 : ABD'nin yeni Başkanı Franklin Roosevelt'e düzenlenen suikastta, Chicago Belediye Başkanı Cermak vuruldu. Cermak Mart başında öldü.

25 Temmuz 1934 : Avusturya Şansölyesi Engelbert Dolfus, Viyana'da Naziler tarafından öldürüldü.

20 Ağustos 1940 : Leon Troçki sürgündeyken öldürüldü.

30 Ocak 1948 : Mahatma Gandi Yeni Delhi'de öldürüldü.

1950 yılında ABD Başkanı Truman'a başarısız bir suikast girişimi oldu.

20 Temmuz 1951 : Ürdün Kralı Abdullah öldürüldü.

21 Eylül 1956 : Nikaragua Devlet Başkanı Somoza vuruldu.

26 Temmuz 1957 : Guetemala Devlet Başkanı Armas, kendi muhafızlarından biri tarafından öldürüldü.

14 Temmuz 1958 : Irak Kralı Faysal ve Prens Abdul İllah öldürüldü.

15 Temmuz 1958 : Irak Başbakanı Nuri Said öldürüldü.

25 Eylül 1959 : Seylan Başbakanı Solomon Bandranaike öldürüldü.

17 Ocak 1961 : Kongo eski Başbakanı Lumumba öldürüldü.

30 Mayıs 1961 : Dominik diktatörü Molina öldürüldü.

1963 yılında Vietnam Devlet Başkanı Diem ve kardeşi öldürüldü.

22 Kasım 1963 : ABD Başkanı John Kennedy Dallas'ta öldürüldü.

21 Ocak 1965 : İran Başbakanı Hasan Ali Mansur, Tahran'da vuruldu.

21 Şubat 1965 : Zenci lider Malcolm, New York'ta vuruldu.

1966 yılında Güney Afrika Başbakanı Verwoerd, Parlamento'da vuruldu.

4 Nisan 1968 : ABD'li zenci lider Martin Luther King, Jr. Memphis'te vuruldu.

5 Haziran 1968 : Başkan adayı Senatör Robert Kennedy Los Angeles'ta vuruldu.

27 Kasım 1970 : Papa VI. Paul, Manila Havaalanı'nda yaralandı.

28 Kasım 1971 : Ürdün Başbakanı Vasfi Tal, Kahire'de Filistinliler tarafından öldürüldü.

1972 yılında Filipinler Devlet Başkanı Marcos'un eşi suikastta yaralandı.

1974 yılında Güney Kore Devlet Başkanı Park Chung Hee'ye düzenlenen suikastta eşi öldürüldü.

19 Ağustos 1974 : ABD'nin Lefkoşe Büyükelçisi Rodger Davies Kıbrıs'ta vuruldu.

11 Şubat 1975 : Madagaskar Devlet Başkanı Ratsimandrava öldürüldü.

25 Mart 1975 : Suudi Arabistan Kralı Faysal öldürüldü.

15 Ağustos 1975 : Bangladeş Devlet Başkanı Şeyh Mucibur Rahman darbede öldürüldü.

15-12 Eylül 1975 : ABD Başkanı Gerald Ford iki saldırı girişimi atlattı.

13 Şubat 1976 : Nijerya Devlet Başkanı Muhammed vuruldu.

16 Mart 1977 : Lübnanlı Dürzi Lider Kemal Cambolad, Beyrut'ta öldürüldü.

18 Mart 1977 : Kongo Devlet Başkanı Ngouabi vuruldu.

1978 yılında Irak Eski Başbakanı Al-Naif Londra'da vuruldu.

30 Mart 1979 : İngiliz Muhafazakar Parlamenter Airey Neave, İRA'nın gerçekleştirdiği bir suikast sonucu öldü.

1979 yılında Lord Mountbatten ve yanındaki iki kişi, IRA'nın teknelerine yerleştirdiği bomba sonucu öldüler.

26 Ekim 1979 : Kore Devlet Başkanı Hee, Kore Gizli Servisi Başkanı tarafından Seul'de vuruldu.

14 Nisan 1980 : Hindistan Başbakanı İndra Gandi yaralandı.

30 Ağustos 1981 : İran Cumhurbaşkanı Ali Raci ve Başbakan Bahonar, Tahran'da bombalı suikastta öldü.

13 Mayıs 1981 : Papa, Mehmet Ali Ağca'nın kurşunlarıyla yaralandı.

1982 yılında Lübnan'ın yeni Başkanı Beşir Cemayel, Beyrut'ta bombalı suikastta öldürüldü.

1983 yılında FKÖ temsilcisi Sartayi, Portekizde vuruldu.

1983 yılında Birmanya'da bir gezide bulunan Güney Kore Hükümeti'nin 14 üyesi öldürüldü.

1984 yılında İngiltere Başbakanı Margareth Thatcher, IRA'nın bombalı saldırısından kurtuldu. Saldırıda bir milletvekili öldü.

31 Ekim 1984 : İndra Gandi, kendi Sih korumaları tarafından öldürüldü.

16 Nisan 1988 : FKÖ liderlerinden Ebu Cihad, Tunus'taki evinde öldürüldü.

18 Haziran 1988 : Başbakan Turgut Özal'a Kartal Demirağ tarafından suikast girişiminde bulunuldu.

17 Ağustos 1988 : Ziya Ül Hak'ın tatbikat dönüşü bindiği C-130 tipi bir askeri uçak havada infilak etti. Ziya Ül Hak'la birlikte, Pakistan Genel Kurmay Başkanı ve kuvvet komutanları ile ABD'nin İslamabad elçisi dahil 37 kişi öldü.

21 Kasım 1989 : Lübnan'da 15 gün önce Cumhurbaşkanı seçilen Rene Muswad, bombalı saldırı sonucu, 18 koruma görevlisiyle birlikte öldürüldü.

26 Kasım 1989 : Hint Okyanusu'nda 500 bin nüfuslu müslüman bir ülke olan Komor Adaları'nın Cumhurbaşkanı Ahmet Abdullah Abdurrahman, sarayını basan bir grup asker tarafından öldürüldü.

7 Kasım 1990 : Moskova Kızılmeydan'da yapılan tören sırasında av tüfeği ile Gorbaçov'a suikast düzenlendi. Sonuçsuz kalan suikastı düzenleyen Alexander Shmonov havaya ateş ettiği sırada güvenlik kuvvetlerince yakalandı. Alexander Shmonov ifadesinde hedefinin Gorbaçov olduğunu söyledi.

20 Mart 1991 : Lübnan Savunma Bakanı Michel Murr'un konvoyuna düzenlenen saldırıdan, bakan kurtulmayı başarırken 10 kişi öldü, 18 kişi de yaralandı.

21 Mayıs 1990 : Hindistan eski Başbakanı ve muhalefet lideri Rajiv Gandhi, seçim çalışmaları yaptığı sırada, genç bir kadının kendisine verdiği çiçeğin içindeki bombanın patlaması sonucu öldü. Olayda, çevrede bulunan 20 kişi de hayatını kaybetti.

29 Haziran 1992 : Cezayir Devlet Başkanı Muhammed Budiyaf, Annaba kentinde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü.

6 Temmuz 1992 : Irak Kürtleri'ne düzenlediği gezinin üçüncü gününde, Süleymaniye'den Halepçe' ye geçen Fransa Cumhurbaşkanı'nın eşi madam Mitterand'ın yanından geçen bir araç infilak etti. Suikastte 3′ü koruma görevlisi, biri çocuk, 4 kişi öldü, 19 kişi de yaralandı.

18 Eylül 1992 : İKDP lideri Sadık Şeref Berlin'de öldürüldü.

10 Şubat 1992 : İran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani'ye karşı "Bebek Hurrendin" adlı örgüt komandolarınca suikast girişiminde bulunuldu.Saldırganlardan 5′i ölü, 3′ü sağ olarak ele geçirildi.

4 Kasım 1995 günü İsrail Başbakanı İzhak Rabin, Tel Aviv'de fanatik bir Yahudi olan Yigal Amir adlı üniversite öğrencisi tarafından tabancayla öldürüldü.

21 Temmuz 1998′de Çeçenistan Devlet Başkanı Aslan Mashadov'a başkent Grozni'de bombalı bir saldırı düzenlendi. Olayda bir koruma ölürken, dört koruma da yaralandı. Aslan Mashadov'un yara almadan kurtuldu.

Türkiye'deki Bazı Önemli Suikastelerin Listesi:

1979 Abdi İpekçi

1980 Gün Sazak

1980 Nihat Erim

1980 Kemal Türkler

1990 Muammer Aksoy

1990 Çetin Emeç

1993 Uğur Mumcu

2002 Necip Hablemitoğlu

2007 Hrant Dink

Abraham Lincoln Suikastı

Amerika Birleşik Devletlerinin 16. Cumhurbaşkanı Abraham Lincoln'ün çocukluğu yoksulluk içinde geçmiş, doğru dürüst okula bile gidememişti. Küçük yaşta babasıyla birlikte ormanlarda kereste biçmiş, nehir gemilerinde çalışmış, bir kürk tüccarının kâtipliğini yapmıştı. 1818 yılında, İndiana'yı kasıp kavuran bir salgın hastalık sırasında, baba-oğul bütün bir sonbahar mevsimi boyunca tabut yapıp sattılar!..

abraham_lincoln_uzmanportal_comBöylesine yoksulluk içinde geçen çocukluk ve gençlik günleri, Abraham Lincoln'ün kendi kendini yetiştirip 1834′te avukat, 1860′ta da A.B.D. Cumhurbaşkanı olmasını engelleyemedi.

Köleliğe karşıydı Lincoln. Yetişme biçiminin onun bu düşünüşünde büyük etkisi olmuştu. Beyaz Amerikalının zencilere uyguladığı insanlık dışı tutum, Abraham Lincoln'ün üzerinde çocukluğundan beri derin izler bırakmıştı. Cumhurbaşkanı seçilmeden önce, köleliği kaldırmanın çok zor olduğunu biliyor, hiç olmazsa daha da yayılmasını önlemeyi düşünüyordu.

Abraham Lincoln'ün cumhurbaşkanlığına seçilmesi. Güney Eyaletlerinde ayaklanmanın başlaması için sanki bir işaret oldu. 1861 şubatında, Güney Carolina ve onu izleyen 10 eyalet Birleşik Devletlerden ayrılarak aralarında bir Konfederasyon kurdular. Başkenti Richmond olan bu devletin anayasasında şöyle bir madde yer alıyordu :

"Zenci, beyaz insanla hiç bir zaman eşit haklara sahip olamaz, kölelik, yani beyaz ırka boyun eğmek; zencinin olağan bir durumudur…"

Öte yandan Abraham Lincoln, 4 mart 1861′de verdiği bir söylevle :

"Hiç bir eyaletin, öbürlerinin onayı olmadan Birlik'ten ayrılamayacağını.." ileri sürüyordu.

Güneylilerin buna verdikleri karşılık, 12 Eylül 1861′de Charleston limanındaki Sumter kalesini topa tutmak biçiminde oldu. Bu iç savaş demekti.

Dört yıl süren iç savaşın sonlarına doğru. Cumhurbaşkanlığı süresi dolduğundan, yapılan seçimlerde yeniden adaylığını koydu ve kazandı. Abraham Lincoln bu haberi soğukkanlılıkla karşılamış ve:

"Amerikan halkı, dereden geçerken at değiştirmenin doğru olmadığına inandığı için, seçimlere katıldım…" demişti.

14 mart 1865′te, ikinci defa Beyaz Saray'a giderken Başkan Lincoln halka verdiği demeçte şöyle diyordu :

"Hiç kimseye karşı kin beslemeden, Tanrı'nın bize doğru yolu göstermek için verdiği güce dayanarak, yaraları sarmaya, savaşın güçlüklerini yüklenenlerin dul eşleriyle yetimlerini düşünmeye ve giriştiğimiz bu işi tamamlamaya çalışalım ki; kendi aramızda ve dünya uluslarıyla barışı gerçekleştirebilelim…"

Lincoln'ün bu konuşmasından bir ay sonra, 9 Nisan 1865′te Güney orduları komutanı General Lee, Appomotox şehrinde kılıcını Birleşik Devletler başkomutanı General Grant'a teslim ediyordu… 13 Nisan perşembe günü de Washington, Güney'in teslim olmasını kutlamak için baştan aşağı donanmıştı.

14 Nisan 1865 cuma gününü Beyaz Saray'da çalışmakla geçiren Abraham Lincoln, akşam biraz eğlenebilmek için, Ford Tiyatrosunda, sahnenin hemen yanındaki locada "Amerikalı Yeğenimiz" adlı oyunu seyrediyordu. Locada Lincoln'-den başka Clara Harris adında bir bayan konuğu ve koruyucusu binbaşı Rathbone bulunuyordu. Bu sırada tiyatronun oyuncularından John Wilkes Booth, locanın önüne gelmiş, günlerdir inceden inceye hazırlanan planı uygulamaya başlamıştı.

Booth, aşırı bir Güneyliydi. Dolayısıyla Abraham Lincoln'ün amansız düşmanıydı. Birkaç hafta önce Cumhurbaşkanının tiyatroya geleceğini öğrenince, hazırlıklarına hız vermiş, oyunu tekrar tekrar seyretmiş, halkın özellikle hangi sahneye güldüğüne dikkat etmişti. Daha sonra Lincoln'ün oturacağı locanın kapısında, içeriyi görebilmesine yardım edecek küçük bir delik açmıştı!..

Suç ortaklarıyla da görüşerek, sonunda her şeyin hazır olduğunu bildirdi. O gece tiyatroya giderken şöyle diyordu:

"Sahneden ayrıldığım zaman, Amerika'nın en ünlü adamı olacağım!."

Booth, locanın önüne gelince, küçük delikten içeri baktı. Lincoln ve yanındakiler kendilerini oyuna kaptırmışlardı. Halkın en çok güldüğü bölüme gelindiğinde, kapıyı açarak locaya girdi. Seyircilerin kahkahalarını bastıran bir patlama sesi duyuldu ve Abraham Lincoln'ün başı göğsüne düştü!.. Binbaşı, bundan sonra kendini toplayıp suikastçının üzerine atıldıysa da, Booth bu sefer de bıçağını kullanarak onu yere serdi ve locadan sahneye atlayarak, ne olduğunu anlayamayan halkın şaşkın bakışları arasında arka kapıdan kaçtı..

Aynı gece Dışişleri Bakanı Sward, evinde dev yapılı bir adamın saldırısına uğruyordu. Adam, Sward'ı boğarken, karısının, oğlunun ve hizmetçisinin yetişmesi üzerine kaçmak zorunda kaldı. Yine o gece, başka bir ziyaretçi, Başkan Yardımcısı Johnson'ın evi önünde dolaşıyordu. Fakat içeriye girmeye cesaret edemedi.

Bir gece içinde Amerika Birleşik Devletleri'ni yöneten üç kişi yok edilmek istenmiş, fakat ancak Booth suikast planını gerçekleştirebilmişti. Ağır yaralanan Lincoln, ertesi gün öldü.

Washington'dan kaçmayı başaran Booth, günlerce sonra izi bulunarak, bir çiftlikte sarıldı. Yanında bulunan suç ortaklarından biri teslim oldu, Booth ise intihar etti. Böylece katil, ancak 96 yıl sonra bir rastlantı sonucu ortaya çıkacak sırrını da mezara götürmüştü. Yakalanan öteki suikastçılar da askeri mahkemede yargılandıktan sonra asıldılar. Bunların bir tanesi de kadındı!..

1961 yılında Philadelphia'da eski kitap satan dükkânlardan birinde bulunan askerlikle ilgili kitabın içindeki şifreli mesaj, Lincoln'a yapılan suikastın karanlıkta kalmış noktalarını aydınlığa kavuşturdu. Doksan altı yıl bir kıyıda unutulup kalan kitap, uzmanlarca incelenince, mesajın uydurma olmadığı ve 1868′de sayfalar arasına yazıldığı kabul edildi.

Aceleyle yazıldığı anlaşılan cümleler, Abraham Lincoln'ün hükümetinde Savunma Bakanı olan Edwin M. Stanton'ın gizli güvenlik şefi Tuğgeneral C. Baker'a aitti. Baker da 1868 yılında esrarlı bir biçimde, bazılarına göre arsenikle öldürülmüş, bu satırları da ölümünden beş ay önce kitabın içine yazmıştı.

General yazısında, üç kere öldürülmek istendiğini, sürekli olarak izlendiğini belirtiyor ve şu cümleyi kullanıyordu:

"Yeni Roma'da üç adam yürüyordu; biri Yahuda (Hz. İsa'yı ele verip onun çarmıha gerilmesine sebep olan on iki Havari'den biri) ikincisi Brütüs ve bir de casus… Casus bendim; C. Baker. Yahuda, vurulan adam ölmek üzereyken, onun yanına giderek aslında nefret ettiği adama saygı gösterisinde bulundu. Adam ölünce de şöyle dedi: "Şimdi tarih ona, ulus bana sahip.."

Bu şifreli yazı, Lincoln'ü öldürten adamın Savunma Bakanı Edwin M. Stanton olduğunu ortaya çıkarıyordu. Yazıda sözü edilen Yeni Roma: Washington, Yahuda: Stanton, Brütüs: oyuncu Brooth ve casus da kendisinin belirttiği gibi General Baker'dı… Gerçekten de Savunma Bakanı Stanton, Lincoln ölmek üzereyken, yatağının başucundaydı. Ve öldüğünde :

"O artık tarihin malı oldu…" demişti.

Şifre, bu cümleyi tamamlıyor ve Bakan'ın amacını açıklıyordu. Aynı gece içinde Lincoln'la birlikte yardımcısı Johnson ve Dışişleri Bakanı Sward'ın öldürülmesi, Stanton'un Birleşik Devletlerin bir numaralı adamı olmasını sağlayacaktı.

Lincoln'ün oğlu Todd, 1926 yılında ölmeden az önce bir dostuna, babasının evrakı arasında bulunan bazı belgeleri kimseye göstermeden yaktığını söylemiş ve nedeni sorulduğunda:

"Belgelerden, babamın yardımcılarından birinin ona ihanet ettiği anlaşılıyordu. Bu yüzden bu belgelerin ortadan kaldırılmasının doğru olacağını düşündüm." karşılığını vermişti…

Roma İmparatoru Sezar'ın Suikastı

Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar

Blog Widget by LinkWithin

İslam İlmihali