21 Mayıs 2009

Rezil de eder vezirde

Rezil de eder vezirde

KELİMELERİN SINIRSIZ GÜCÜ

İstesek de istemesek de, dilin büyülü gücü altında yaşıyoruz. Dil hem bir dert hem de mutluluk olabiliyor. O olmadan varlığımız için gerekli olan bilgiyi ne alabiliriz, ne de diğerleriyle paylaşabiliriz. Ancak, dilin güçlü bir ya da var; onu ikna etmek için de kullanıyoruz. Dil, akıllıca kullaldığında, insanlara istenileni söyletmek, yaptırtmak ya da düşündürmek hiç de zor olmuyor. Bu konuda pek çok denenmiş teknik uygulayor ve çoğunda da elde edilen sonuçlar sanıldığından çok daha başarılı oluyor.

Doğaüstü bir güç : “Dil”

Dilin üzerimizde bu kadar etkili olmasının tek nedeni, bizlerin kolay aldanır yaratıklar olmamız değil... Dil, özellikle de yazılı kelimeler, bizi ilginç, hatta doğaüstü bir güçle çekiyor. Dilin ilk ortaya çıkışından binlerce yıl sonra bile, farkında olmasak da, bir düşüncenin konuşulduğunda ya da yazıldığında daha önemli hale geldiğini düşünüyoruz.

“Günah keçisi” nereden geliyor?

İnsanlan dili doğaüstüçlerin bir aracı olarak kullandıklarıyla ilgili ilk yazılı kanıt, 5 bin yıl önce yasamış bir İsrail kavmiyle ilgili ola... Buna göre, sözü geçen kavmin, her yıl bir keçinin çevresinde toplanıp, geçmiş yıl boyunca işlenmiş günahlardan söz ediyor. Kabilenin günahlarıyla böylece lanetlenen keçi, boğucu sıcağın olduğu göle bırakılmak yoluyla kurban edilip kabilenin günahlarını temizliyor. İşte, "günah keçisi" ifadesi de buradan geliyor.

Yazılı kelimelerin gücü

Birkaç bin yıl sonra, içlerinde ilk İngilizlerin de olduğu Germen kabileleri, lanetlerini tahta parçalana yazıyorlar ve bunla kurbanlarının evlerine gizlice koyuyorlardı. Bu yazılı kelimelerin kötüçlere sahip olduğu ve lanetlenen zaval insanların kısa bir sure içinde aniden ölecekleri düşünülüyordu. Lanetlendiklerini bilenler, bedduanın etkisiyle olmasa da, korkudan ölümle sonuçlanabilecek hastaklara yakalanabiliyorlardı.

Günümüzde bile insanlar kelime­lerin gücüne çok inanıyorlar

Dini inançla hastalıkla iyi etmeye çalışan kişiler, müritlerini etkilemek ve mucizevi iyileşmeler meydana getirmek için kelimenin gücünü kullanıyorlar. Hastalıklı bölgeye sessizce dokunmak yerine, gizemli ve toplu telkin yaratmak amacıyla dua etmeyi tercih ediyorlar. Kuzey Amerika'nın Komançi Kızılderilileri arasındaki bir inanışa göre de, yetişkinler, Koman­çi olmayanlara kendi dillerini öğretmeye çekiniyorlar. Çünkü geleneğe göre, eğer onlardan olmayanlar dili öğrenirlerse, kabilenin gücünü de el­de etmiş oluyorlar.

Jargon (belirli bir grubun kullandığı dil) sergileyenler

Modern toplumdaki kabileler -ya da alt kültürler-, dili diğer kabileler üzerinde bir üstünlük hissi yaratmak için bir şifre olarak kullanıyorlar. En son doktora gittiğiniz günü düşünün... Büyük ihtimalle anlamadığımız bazı kelimeler duymuş olmalısınız, zaten doktor da onları anlamayacağımızı bilir. Böyle jargon (belirli bir grubun kullandığı dil) kullanan doktorlar, avukatlar, politikacılar, bankacılar, bu dille size doğaüstü bir yetenek düzeyi sergilemeye ve üstünlüklerini göstermeye çalışıyorlar.

Argonun dik alası: Şifreli sözcükler...

Elbette, toplumun diğer kesimlerinde de konuşma sırasında çeşitli şifreler kullanılıyor. Yasadışı iş yapanlara hemen hemen hepsinin bir şifresinin olmasının nedeni, planlarının anlaşılmasının engellenmesi… Güney Amerika'daki bir şifre, tüm kelimeleri tersinden hızlıca okumayı içeriyor. Bir Fransız suçlu şifresi de, her sesliden önce "av" hecesi getiriyor. Bir Alman şifresi, her heceyi ikinci kez tekrar ediyor ve tekrarlanan hecenin ilk harfini "b" ile değiştiriyor...

"Hagadigi, siginegemagayaga gigidegeligim..."

Tüm dünyada, çocuklar, yasadışılar ve satıcılar arasında giderek yayılan farklı bir dil var "Ara sokak argosu"... Türkçe içinde henüz pek yaygın olmayan bu konuşma türü, tersinden okunan kelimelerden oluşuyor... Örneğin; "atrogis" sigorta, "ıtnılaç" çalıntı, "patik" kitap, gibi... "Kuş dili" de bu tür ara sokak argosundan sayılıyor. Bunda, her kelimenin heceleri arasına fazladan "gi", "ge" ya da "ga" gibi bir hece ekleniyor. Örneğin; "Hadi, sinemaya gidelim..." cümlesi su hale geliyor: "Hagadigi, siginegemagayaga gigidegeligim..."

Hagadigi A.S.P.A.V.A.

"ilk harfle konuşma" da bu tip argo lehçelere bir örnek... Sik sık duyduğumuz "A.S.P.A.V.A.", "Al­lah sağlık, para, ask versin, âmin" in acilimi olarak Türkçede de kullandığımız bir cümle... Ne var ki, bu tür argo lehçeler, daha çok İngilizce ve Fransızca konuşan ülkelerle, Java'da ve Tayland'da kullanılıyor...

Stratejik önem taşıyan şifreler

Özellikle ulusal kargaşa ve savaş zamanlarında, şifreler stratejik amaçlar nedeniyle çok önemli bir rol oynuyor. İskoç Kraliçesi Mary'nin kafasının kesilmesinin nedeni, işbirliği yaptığı suikastçı Anthony Babbington'a gönderdiği gizli mesajların bir İngiliz saray mensubu tarafından çözülmesiydi... Napolyon'un Leipzig ve Waterloo yenilgilerinin nedeni olarak son derece karmaşık şifreler gösteriliyor. Napolyon'un şifreleri o kadar anlaşılmazdı ki, kumandanlar bunları çözememiş ve verilen emirleri doğru olarak yerine getirememişlerdi. II. Dünya Savaşı sırasında Midway'deki Japon filosunu dağıtan Amerikan donanması, bunu Japonların "imparatorluk" şifresini çözerek başarmıştı...

Propaganda

Savaş zamanında, hükümetler hem kendi hem de düşman ülkelerindeki halkı etkileyecek ve biraz da kafalarını karıştıracak konuşmalar yapıyorlar. Halkı kontrol etmek için kullanılan çeşitli dil teknikleri "propaganda" (bugünlerde "genel bilgi" olarak tanımlanıyor) terimi altında toplanıyor. Aslında propaganda, mükemmel bir "euphemism" (kaba veya ağır bir söz yerine aynı anlamı veren daha hafif bir söz) örneği oluşturuyor. Propagandacıların en önemli iki ana aracından biri de bu zaten... Diğer önemli araç ise duygusal dil... Propagandacılar bunu kullanarak, halkın rakip hakkındaki fikrini doğrudan etkiliyorlar.

Tüm zamanların en etkili duygu­sal sloganı, Fransız Devrimi sırasında Cumhuriyetçilerin kullandıkları "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" ti. I. Dünya Savaşı sırasında Amerikalılar, kendilerini Almanlardan duygusal olarak uzak tutabilmek için lahana turşusunu (sauerkraut) "liberty cabbage" (özgürlük turşusu), hamburgeri ise "Salisbury steaks" (Salis­bury biftekleri) olarak değiştirmişlerdi. Winston Churchill'in konuşmaları, Müttefiklerin ruhu için mucizeler yaratmıştı. Çoğu insan onun "Size kan, yorgunluk, gözyaşı ve terden başka sunacak hiçbir şeyim yok" sözünü hala hatırlıyor.

Günümüzde, savaşa bilimsel ve mantıklı bir olay olarak bakılıyor. Bu nedenle Vietnam ve Körfez savaşları için "yaprakların dökülmesi", "cerrahi müdahale" ya da "etkisini yok et­mek" gibi terimler kullanılmıştı. 1930'larda bile Stalin, Sovyetler Birliği’ndeki milyonlarca insanı, "devrim karşıtı eğilimleri yok etmek" maskesi altında öldürmüştü. II.Dünya Savaşı’nda Hitler'in "Nihai Çözüm”ü bir propaganda şaheseriydi. Milyonlarca insanın öldürülmesini, bir matematik işlemine indirgemişti...

Reklam dili

Aynı düşüncenin daha az yaralayıcı kelimelerle anlatılması, reklam sektöründe de sıkça kullanılan bir yöntem... Çevremize söyle bir baktığımızda pek çok örnek görmemiz mümkün; insanlar şişman değil "toplu”lar ya da "kilolarını takip etmek zorunda olanlar”. Kokmuyorlar, ancak "vücut kokuları" var. Yaşlı değiller, "yetişkin”ler ya da "altın yılları”nı yaşıyorlar. “Kel” değiller, sadece "saçları dökülmüş"...

Bu tip konuşmalara her dilde rastlamak mümkün... İsveç hükümeti, yardım ettiği yoksullara “ücretli tüketici” demek istemiş, ancak herkes tarafından komik bulunduğu için teklifi geri çekmek zorunda kalmıştı. Fransa'da pişmiş kestaneye "kış kırlangıcı" deniliyor. İtalya’daki genç kızlar, "aile dostu" olarak adlandırılıyorlar. Türkçede ise "kaşık düşmanı" dendiği gibi...

Pazarlama dili

Reklamcılar, ilgimizi çekebilmek için bir başka dilbilim kavramı ortaya attılar: Güçlü kelimeler... Onlarca yıllık deneyim, reklam uzmanlarına belli kelimelerin, ne kadar çok kullanılmış olurlarsa olsunlar, insanları daha fazla etkilediğini öğretti. Bu liste, yapana göre biraz değişse de, en azından şu sekiz kelimeyi liste dışı bırakmak imkansız: "Yeni", "geliştirilmiş", "zamanla iyiliğini kanıtlamış", "doktor tavsiyeli", "mucize" ve "şimdi"…. Her gün karsımıza çıkan reklamların çoğunda bu kelimelerden en az biri yer alıyor…

Bilinçaltı


Farklı sözcükler kullanma, propa­ganda ve jargonla birlikte, bu güçlü kelimeler bizi bilinçaltımızda yakalayarak, belli yönde düşünmemiz ve hareket etmemiz için bizi kandırıyorlar. George Orwell, ünlü eseri "1984"te, geleceğin devleti tarafından yaratılmış sınırlı ve kontrollü kelimelerden oluşan bir dilden söz ediyordu. "Newspeak" adını verdiği bu dilin amacı, "resmi ideolojinin prensiplerinden ayrılan, yani kabul olunmuş doktrinlere aykırı bir düşünce yaratmak"tı. Bu, gerçekte imkansızdı; en azından, düşünce sözlere bağlı olduğu sürece... Orwell'in "1984"teki görüşü henüz gerçekleşmesede, O, dilin üzerimizde kabul etmek istediğimizden çok daha etki­li olduğunu bilmişti …

Şeytan ayrıntıda mı gizli? Yoksa ayrıntılar mı şeytanlık yaptırır?

Günlük hayatta kullandığımız kelimelerde saklanan “şeytan ve cehennemin izleri” birer birer keşfedilip imha ediliyor… ABD’nin Texas eyaletindeki Kleberg kasabasında, bakkal Leonale Canales, “hello” kelimesinin, içindeki “hell” (cehennem) sözcüğünden türediğini keşfederek (!) belediye meclisine ihbar etti. İhbar üzerine inceleme yapan meclis, oybiriliği ile “hello” yerine içind “heaven” (cennet) kelimesi olan “heaveno” sözcüğünün kullanılmasın karara bağladı., Şimdi Canales, “Hello”da cehennemi görebiliyorum, kendisini ‘o’ harfi ile gizlemiş” diye kendini savunuyor…


Hazırlayanlar : merakediyorum grubu, Okan URAL, Kerem
Kaynak : Focus - Şubat 1997 sayısında "Dil:Kelimelerin sınırsız gücü" başlığı ile yayınlanan yazıdan derlenmiştir. Paragraf başlıkları ilave edilmiştir. Resimlerde kirlilik yaratmamak için grup adı vs kullanılmamıştır.
Saatlerce uğraşarak verdiğimiz emeği bir "Delet" tuşuyla yok etmeyin
Lütfen bu kısmı silmeyiniz, kaynak göstererek paylaşınız.

Sizde Beğendiğiniz e-postaları, kendi eserlerinizi veya bizimle paylaşmak istediklerinizi naturelist@gmail.com mail adresine yollayabilirsiniz..

SüperTeklif'e üye ol, sen de kazan!

Reklammatik'e üye ol, sen de kazan!

Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar

Blog Widget by LinkWithin

İslam İlmihali