29 Mayıs 2009

Menderes'e nasıl işkence yaptılar?

1960 askeri darbesinin ardından idam edilen Başbakan Adnan Menderes'in Avukatı Talat Asal, 27 Mayıs'la ülkenin en az yarım asır geriye gittiğini vurguladı.

Asal, 27 Mayıs sonrasında Yassıada'nın işkence adası haline getirildiğini belirterek, "27 Mayıs ve daha sonrası, Menderes ile ailesi için rezaletin sergilendiği, sahnelendiği bir hal almıştır" dedi.

PAKİSTAN BİLE MENDERES'İ CUNTACILARDAN KURTARAMAMIŞ

Türk siyasi tarihinde önemli izler bırakan 27 Mayıs Askeri Darbesi'nin üzerinden 48 yıl geçti. Açığa çıkmayan bilgi ve belgelerle en önemlisi de dönemin siyasileri ve ailelerinin dramlarıyla hala belleklerde bulunan askeri ihtilal, bugün de güncelliğini koruyor.

Genç subaylar tarafından emir-komuta zincirinin dışına çıkılmasıyla başlayan Darbe'nin ardından Adnan Menderes ve Demokrat Partililer (DP) 14 ayrı davadan yargılandı. Yassıada günlerinin yanısıra yargılama şekli ve sonrasındaki uygulamalarla tartışılan süreç çok sayıda aileyi mağdur etti.

Birçok yazılı ve görsel esere konu olan 27 Mayıs ve Yassıada sürecini en iyi bilen ve kitaplaştıran isimlerden birisi de Adnan Menderes'in çetin süreçte avukatlığını üstlenen Talat Asal.

Menderes'in Burhan Apaydın'la birlikte müdafaasını yapan Asal, 48′inci yılına giren darbenin ve sonrasının tanıklarından biri olarak yargılama şartları ve Yassıada sürecinden söz etti. Çankaya'daki evinde dönemi ana hatlarıyla değerlendiren Asal, DP'nin aniden vücut bulan bir oluşum olarak ele alınamayacağını belirtti.

Talat Asal, 1946′da siyaset sahnesine giren teşekküle dönemin iktidarının yanısıra askeri ve sivil bürokrasi tarafından tahammül edilemediğini ifade etti. Asal, DP'nin milletin teveccühüyle iktidara geldiğini, milli iradenin yansıması olduğunu kaydetti.

1961 Anayasası'nın ardından kurulan Adalet Partisi'nin milletvekillerinden ve Demirel Hükümeti'nin bakanlarından olan Talat Asal, DP'nin iktidarı süresince millete mal olmaya çalıştığını söyledi. Asal, hayatında derin izler bırakan 27 Mayıs Darbesi'nin sebepsiz yere yapıldığını, yürürlükteki anayasanın rafa kaldırıldığını savundu.

27 Mayıs'ın bir felsefe ihtiva etmediğine işaret eden Talat Asal, "Yapılan Hükümet darbesi ya da kudetta olarak adlandırabiliriz. Kendilerinin akıllı milli iradenin de akılsız olduğu yönündeki kanaatlerin ürünüdür" diye konuştu.

Darbeyle ülkenin yarım asır geriye gittiğini vurgulayan Menderes'in Avukatı, sıkıntılı dönemin vebalinin 27 Mayıs'ı yapanlara, çanak tutanlara ait olduğunu ifade etti. Talat Asal, 27 Mayıs'ın akılla izah edilemeyeceğine, ahlaki tarafının bulunmadığına işaret etti.

"İŞKENCE ADASI HALİNE GELEN YASSIADA, DARBENİN ARLANMAZ VE UTANMAZ TARAFIDIR"

Sözü Menderes'in yargılanma ve ceza evi günlerine getiren Asal, Yassıada'yı darbenin arlanmaz ve utanmaz tarafı olarak niteledi. Talat Asal, burada faaliyet gösteren Yüksek Adalet Divanı'nın mahkemeden uzak bir görüntü arz ettiğinin altını çizdi. Mahkemenin muhakeme etmek değil mahkûm etmek için kurulduğunu söyleyen Asal, Yassıada'nın heyetin çektiği çilenin ta kendisi olduğunu vurguladı.

Talat Asal, şöyle dedi: "O dönem ben ve arkadaşlarımın haftada yarım saatlik bir görüşme yapmamıza imkân tanınıyordu. Benim Merhum Menderes'le yarım saatlik görüşmemde yanımızda kuvvet komutanlarından subaylar bulunurdu. Tuttuğum notları dışarı çıkarmama izin verilmezdi. Yassıada ve vatan sathında iftira ve iddialar uçuştuğu halde cevap veremezdik.

Ceza Usulü Kanunu'nun değişimiyle müdafaa hakkımız elimizden alındı, bununla hâkim reddedemiyor, tahkikatın genişletilmesini isteyemiyorduk. Menderes tarafı olarak çok sayıda davayla karşı karşıyaydık ve dava dosyalarını inceleme imkânından mahrumduk. Kanun daha sonra işkenceye dönüştürüldü, müvekkilimin üzerinde çirkin bir şekilde uygulamaya tutuldu."

Menderes'in kaldığı hücrenin şartlarına ilişkin bilgiler veren Asal, Merhum Başbakan'ın odasından duyduğu ses üzerine uyuyamadığını, durumdan şikâyetçi olduğunu aktardı. Talat Asal, Menderes'in odasının üzerinde mozaik makinesine benzer bir makinenin bulunduğunu zannettiğini belirterek, maddi işkencenin manevi işkenceye dönüştüğünü söyledi.

Adnan Menderes'in odasında tek kişilik siyah karyola, iki sandalye ve bir tahta masa bulunduğuna işaret eden Avukatı, sandalyelerden birinin Menderes'e diğerinin de odasında nöbet tutan subaya ait olduğunu kaydetti.

Eski Bakan Asal, Başbakan'ın dava boyunca gece ve gündüz denetlendiğini ve kahır çektiğini aktardı. Menderes ve DP'li milletvekillerinin her şeyine el konulduğunu bildiren Talat Asal, "Başbakan, ihtiyati tedbir kararıyla Berrin Hanımın nişan yüzüğü dâhil tüm mal varlığından tasarruf edebilme imkânından mahrum edildi. Yassıada bir işkence adası haline getirilmiş, 27 Mayıs ve sonrası Menderes ve ailesi için rezaletin sahnelendiği sergilendiği bir hal olmuştur" şeklinde konuştu.

"YEDEK SUBAY OLARAK VATANİ GÖREVİMİ İFA ETMEME RAĞMEN ASKERLİK YAPMAMAKLA SUÇLANDIM VE NEZARETE ALINDIM"

Davanın ardından kendisine dönük muamelelerden de söz eden Asal, kendisiyle birlikte Menderes'in avukatlığını üstlenen Burhan Apaydın'ın tutuklandığını hatırlattı. Adı Mezar olarak geçen Harbiye'deki hücrede günlerce kaldıklarını söyleyen Talat Asal, yatağı ve yorganı bulunmayan hücredeki kıtık dolu yastığın varlığına işaret etti.

Kaldıkları yerin karşıla ölçülebilecek kadar küçük olduğuna dikkat çeken Asal, nöbetçiye saati sormalarının bile yasaklandığını söyledi. Menderes'in Avukatı, Harbiye'den Balmumcu'ya sevk edildiklerini oradan da tahliye edildiklerini aktardı. Asal, kendisinin 31′inci Piyade Alayı'nda Yedek Subay olarak askerlik yapmasına rağmen askerlik yapmamakla suçlandığını ve nezarete alındığını kaydetti.

"ARAPÇA EZAN OKUNMASINA DAİR KANUN CHP'YE AİTTİ; CHP'Lİ MİLLETVEKİLLERİNİN OYLARIYLA ÇIKTI"

Diğer yandan, Asal kamuoyu nezdinde tazeliğini koruyan Arapça ezan tartışmalarına dair önemli açıklamalarda bulundu. DP'nin en masum hareketinin iftira zeminine çekildiğinin altını çizen Talat Asal, partinin Arapça ezan konusunda iftiraya uğradığını söyledi.

Asal, "Arapça ezanın okunmasına dair kanun CHP'ye aitti, CHP'li milletvekillerinin oylarıyla çıktı. CHP Grup Sözcüsü Eyüboğlu, parti adına yaptığı açıklamada kanuna itiraz etmediklerini, milletvekillerinin takdirlerine bıraktıklarını beyan etti" diye konuştu.

Eski Bakan Asal, yıllar yılı Arapça ezan konusunun Demokrat Parti'ye iftiranın bir başka şekli olarak kullanıldığını ve belli zamanlarda gündeme getirildiğini ifade etti.

(www.habervaktim.com, Mayıs 2009)

Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar

Blog Widget by LinkWithin

İslam İlmihali