Gururla, “piyasaya birçok sanatçı yetiştirdim’ diyen Zabit, müzisyenlere de bir mesaj yolluyor, “benim çocuklarımı değil, kendi çocuklarınızı sevin”… Yani, benim bestelerimi değil kendi bestelerini okusunlar, ancak o zaman kalıcı olurlar demek istiyor...
Röportaj / Bahar Kahraman
Fotoğraflar / Orhan İsmailoğlu
Sözü ve müziği Sadık Zabit’e aitti hep, o ilk öğrendiğim şarkıların... Benim gibi ilkokul yıllarında onun şarkılarını öğrenen kim bilir daha nice çocuk vardır… Bu hafta söyleşi yaptığım Sadık Zabit, ilkokulda müzik öğretmenimdi… Ama onu sadece bir müzik öğretmeni olarak tanımlamak büyük bir haksızlık olur. Sadık Zabit, ülkemizin en deneyimli müzisyenlerinden… Bugüne kadar sayısız grupta çalışmış, piyasaya onlarca müzisyen yetiştirmiş... 250’ye yakın bestesi olan Zabit, özellikle referandum döneminde meydanlarda sıkça çalınan “rezil olduk” şarkısıyla biliniyor…
Sadık Zabit 28 Ocak 1955’de Yenicami’de doğdu… İlk Türk oto boyacısı Hüseyin Zabit ve Salime Zabit’in 9 çocuğundan ikincisi. İlkokulu Atatürk İlkokulu’nda, Ortaokul’u da Bayraktar Ortaokulu’nda bitirdi. Türk Yapı Sanat Endüstrisinden mezun oldu…
Müzisyen bir aileden geliyor…
Lise yıllarında birkaç arkadaşıyla birlikte bir kurduğu bir orkestra ile müzik dünyasına girmiş Sadık Zabit... Ama aslında aileden gelen bir yetenekmiş onun için müzik.
Dedesi çok güzel ezan okurmuş, dayıları, kuzenleri müzikle uğraşmış ve annesinin sesi çok güzelmiş. Babasının da her türlü enstrümanı varmış. Böyle bir ailede yetişince doğal olarak onun da müziğe büyük bir ilgisi olmuş.
1969-70 yılları arasında kardeşi bir müzik grubu kurunca tesadüfen o ortamda bulunduğu için profesyönel müzik hayatına giriş yapmış oldu. Okulunu bitirdikten sonra bir dönem de BRT’de memur olarak çalışan Zabit, savaşın patlak vermesiyle askere gitmiş…
“Benim için 40 yıllık bir çınar diyebilirsiniz” diyor Zabit ve ekliyor “bu çınarı ne balta ne de testere kesebilir”
Baba mesleği oto boyacılığından müzik öğretmenliğine…
Askerliğini bitirdikten sonra baba mesleği olan boyacılığı devam ettirmeye çalışmış... 1981 yılına kadar sürdürmüş boyacılığı. Daha sonra toptancılık yapmış gıda üzerine marketler açmış ama “onu beceremedik” diyor. Ama yaptığı çeşitli işlerin yanında müzik aralıksız devam etmiş hep ayni hevesle… 1986 yılında da öğretmenlik girmiş hayatına ve bugüne kadar da devam ettirmiş... Şu anda grubu yok tek olarak çalışıyor ama arzu ve istek üzerine grup arkadaşlarını tamamlayarak da sahneye çıkıyor. “Genelde tek isteniyor piyanist şantörler” diyor ve ekliyor “isterlerse gitar, keman, klarnet, kanun, piano gibi aletleri çaklabilen arkadaşarımla çıkıyorum sahneye”
40 yıllık bir çınar o...
1968’den beridir aralıksız devam ediyor Sadık Zabit’in müzik çalışmaları. Ada’da ki bütün gruplarla çalışmış hemen hemen. Kozanlar, Mercury, Zabitler, Zazesa en uzun süren grubuysa Yürükdörtoğlu grubu olmuş. 1974 yılında Larnaka Deniz Festivali’nde Kıbrıs birincisi gelmişler ve uzun yıllar da devam etmişler çalışmalarına...
“Benim için 40 yıllık bir çınar diyebilirsiniz” diyor Zabit ve ekliyor “bu çınarı ne balta ne de testere kesebilir” diye... Bu değer biçilemez çınarımız maalesef müzik piyasanın kötü durumundan dolayı piyanist şantörlüğe başlamış…
Gururla, “piyasaya birçok sanatçı yetiştirdim’ diyen Zabit, müzisyenlere de bir mesaj yolluyor, “benim çocuklarımı değil, kendi çocuklarınızı sevin”… Yani demek istiyor ki, benim bestelerimi okumasınlar kendi bestelerini okusunlar o zaman kalıcı olurlar...
Onlarca meşhur şarkı!
Benimkileri değil kendi bestelerini okusunlar diye tavsiyede bulunsa da Sadık Zabit, ben onun bestelerini okuyanlara hak verebiliyorum çünkü birçok ödüllü bestesinin yanında onlarca da bilinen ve sevilen bestesi var. Mesela “dağdan düze inerim” şarkısı ödüllü bir parça Kıbrıs birinciliği var. Devrim yapan şarkıları da var “rezil olduk, rüsva olduk!” gibi. “Yeter artık” albümündeki bu şarkısı referandum döneminde çok ses getirmişti. Şu anda ise rekora koşan başka bir eser olan “Hasanım” parçası var. Zabit’in piyasada bir single bir de albümü var ama beste olarak 250-300’e yakın şarkısı piyasaya çıkmış. Yaklaşık 40-50 civarında da eseri stüdyodan çıkmış albüm için basıma hazır durumda…
“Eline gitarı, davulunu alan soluğu sahnede alıyor”
Sadık Zabit Kıbrıs’ta ki birçok müzisyen gibi yapılan haksızlıklardan ve yaşanan bazı tatsız olaylardan şikayetçi, “kendi toplumumuzda bizi yönetenler, Kıbrıs Türk toplumuna gereken önemi göstermiyorlar. Eline gitarı davulu alan, soluğu sahnede alıyor ve çok cüzi miktarlarla çalışıyorlar. Bizde gerçek müzisyenler olarak bu haksızlık karşısında sahne yapmak istemiyoruz” diye dile getiriyor öfkesini…
Son olarak...
Sadık Zabit söyleşimizin sonunda anlamlı bir de mesaj gönderiyor herkese: “elimizden geldiğince bir birimizi sevip sayalım, sagılı olalım, elimizden geldiğince de dinleyici olarak da sanata santçıya katkı koyalım...”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder