03 Mayıs 2009

DÜZELTME (Anayasa Mahkemesinin 17/1/2008 Tarihli ve E. 2002/54, K. 2008/43 Sayılı Kararı ile İlgili)

2 Mayıs 2009 CUMARTESİ

Resmî Gazete

Sayı : 27216

DÜZELTME

             3/4/2009 tarihli ve 27189 sayılı Resmî Gazete’de aslına uygun olarak yayımlanan, 17/1/2008 tarihli ve E.2002/54, K.2008/43 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararında yer alan  Üye Fulya KANTARCIOĞLU’na ait karşıoy gerekçesinin metni, adı geçen Mahkemenin 30/4/2009 tarihli ve 630 sayılı yazısı üzerine, aşağıda yer alan metin ile değiştirilmek suretiyle düzeltilmiştir.

 

             Esas Sayısı  : 2002/54

             Karar Sayısı  : 2008/43

KARŞIOY GEREKÇESİ

             Sanıklar hakkında birlikte görev bırakma suçundan açılan davada 1.3.1926 günlü, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 236. maddesinin, Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme iptali için başvurmuştur. Başvurunun esasının incelenmesi aşamasında 765 sayılı Yasa 4.11.2004 günlü, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 12. maddesinin (b) bendi uyarınca yürürlükten kaldırılmış, ancak aynı konu 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu’nun 260. maddesinde de düzenlenmiştir. Bu durumda aynı Kanun’un 7. maddesinin suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanunun uygulanacağına ilişkin ikinci fıkrası uyarınca itiraz konusu kuralın uygulanacak kural olma özelliğini sürdürüp sürdürmediği konusunun tartışılması gerekmiştir. Yapılan karşılaştırmada 5237 sayılı Yasa’nın 260. maddesinin daha lehte olduğu sonucuna varılarak 765 sayılı Yasa’nın 236. maddesinin uygulanma olanağı kalmaması nedeniyle buna ilişkin itiraz başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına oyçokluğuyla karar verilmiştir.

             Anayasa Mahkemesi’nin yerleşmiş uygulamalarına göre, itiraz başvurularında iptali istenen Kural’ın, sonradan değiştirilmiş olması, Anayasa’ya uygunluk denetimini etkilemez. Mahkeme elindeki davayı olay tarihinde yürürlükte bulunan yasaya göre çözeceğinden kişilerin hak kaybına uğramamaları bakımından söz konusu Yasa’nın olaya uygulanacak kurallarının Anayasal denetiminin yapılmasındaki hukuki yarar açıktır. Ancak ceza hukukunun genel ilkeleri ve bu bağlamda yapılan düzenlemeler uyarınca, yeni yasanın, eylemi suç olmaktan çıkarması veya daha lehte hükümler getirmesi halinde sanığın bu yasadan yararlandırılması gerekmektedir. Böyle bir durumda itiraz konusu önceki kuralın, uygulanması olanağı kalmadığından Anayasa’ya uygunluk denetimi hakkında bir karar verilmesi gereksinimi de ortadan kalkmaktadır.

             765 sayılı TCK’nun 236. maddesine göre 5237 sayılı yeni Ceza Yasası’nın 260. maddesi daha lehte ise de eylemi suç olmaktan çıkarmamıştır. Oysa 765 sayılı Yasa’nın 236. maddesinin Anayasa’ya uygunluk denetiminin iptalle sonuçlanması durumunda, eylemin suç olmaktan çıkması olasılığı da bulunduğundan, bu olasılık gerçekleştiğinde, failin daha lehine bir sonuç doğacağı kuşkusuzdur.

             Açıklanan nedenlerle 765 sayılı Yasa’nın 236. maddesine ilişkin incelemenin sürdürülerek sonuçlandırılması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

 

                                                                                                                                                               Üye

                                                                                                                                             Fulya KANTARCIOĞLU

Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar

Blog Widget by LinkWithin

İslam İlmihali