kasimtiryaki@timeturk.com
Kasım Tiryaki28 şubat dışardan, para pul içeriden vurdu.Bazen seksenli, doksanlı yılları özlüyorum. Lise ve üniversiteye talim ettiğim zamana tekabül eden yılları yani.O yılları ama o yıllarda, hala uçup gitmemiş gençliğimi değil..Saçma sapan lise müfredatını veya bir sömestrde kapısını ancak dört, beş kere açtığım kampusları da..O günün heyecanlı, azimli ve takva sahibi insanları tütüyor burnumda.Ha bre okuyan gençleri, dolu dolu sohbetleri, tarih dolu, bilgi dolu konferans ve seminerleri özlüyorum..Şiir gecelerini.Kimsenin, dini kendi saçma sapan yaşayışıyla tevil etmeye kalkışmadığı zamanları..'Şekilci olmayın!' diye diye Müslüman'ın kızını, erkeğini halden hale sokan şekilsizlerin, bu günün 'ucubelerini' hazırlayan melanetlerin türemediği çağları..O yıllarda 'hayat iman ve cihattı' yalnızca.Sade ve etkileyiciydi.ABD adına, tüm emperyalistler adına 'Mardin Fetvasını' gürültüye getirmek için komisyonlar kurulmamıştı daha.Alengirli ve akçeli işler daha patlamamıştı.'Bir ideal sahibi olmak' kifayet ediyordu.Onun için solcu, faşist fark etmez; bir tek 'davası olan' muteberdi insanların gözünde.Herkes, mücadelesini verdiği fikrin 'yaftasını' taşımaktan gurur duyardı.Yalnızca 'eyyamcılardı' insandan sayılmayanlar.İnkâr furyası hâlâ başlamamıştı.Her gün yeni bir saza şarkı olmak yoktu.'Hem öyleyim, hem böyle' sezonu daha açılmamıştı.Yamukluk, 'her ortama ayak uydurma' övünülecek bir şey değildi...Artık dünyaperestliğin muteber olduğu günlerdeyiz..'Her yol uyar' aforizmasının dillere pelesenk olduğu zamanlarda..
'Hayat para ve makamdır'Yeni trendin Müslüman camiayı getirdiği son noktaydı bu.Ne mücahitlik kaldı, ne adam gibi sakal, ne eşarp, ne pardösü.Hele 'bıyık bırakmak' İslami camia içinde kerih bir şey gibi algılanır oldu.Mücahit, Enes, Şeyma, Esma, Talha gibi Ashap-ı hatırlatan, İslami kökleri işaret eden isimler yerlerini daha modernlere bıraktı.Daha açık gözler, bu 'ağır' isimlerin ya başına ya sonuna modern/uyduruk isimler eklediler.Böylece yeni trent, 28 Şubat ürküsünü de arkasına alıp, mücahitliğin mahiyeti kadar, onu çağrıştıran isimleri, sembolleri de büyük ölçüde sildi.Belden sıkma pardösüler, avuç içi eşarplar..Kadınların hali pür melâli de aynı oldu.Nerede o seksenli yıllarda ki çarşaf gibi başörtüler!Nerede o, giyildiği zaman insanı içinde kaybeden pardösüler!Artık sohbetten sohbete, kitaptan kitaba koşturan şuurlu kızların yerini, vizyon filmleri ve moda da son trendi kovalayan 'avareler' aldı.Yeni moda tesettür de bu yeni jenerasyonun omuzlarında yükseldi.Bu trent ilkti.Bin dört yüz yıldır ilk: Ne yapsan, ne etsen tesettürlü sayılıyordun.Tesettür, tesettür olalı böyle bir acayiplik görmemişti ya..Artık kızlar başlarını bağlıyor ama makyajsız çıkmıyorlardı.Eşarpları vardı ama avuç içi kadarlardı.Başörtüsünü, pardösünün ön ve arkasından sarkıtmak arkaik bulunuyordu.Kaldı ki, öyle bir şey isteseler de mevcut eşarplarla mümkün değildi.Dünün mağduru, mücahit müteahhitlerin çocukları, artık ulu orta yerlerde mücahide sevgilileri ile kol kola gezip tozuyorlardı.Artık onların da kendi içlerinde gericileri, ilericileri vardı.Kadınla tokalaşmayana dudak bükülüyordu.Ortama ayak uyduramayıp kızlı erkekli gezilerde, eğlencelerde görünmek istemeyenler dışlanıyordu.Bazıları, bazılarına giyiminden, tavır ve hareketlerinden dolayı yobaz muamelesi çekiyordu.Bir yaman çelişki yaşanıyordu ki hafazanallah.'Hayat iman ve cihattır', 'mülk Allah'ındır' çıkmalarını hiç bir araba, dükkan veya evde rastlamak imkansızdı artık.İman ve cihat kesmez olmuştu mustazafları.Para onları, tek kelimeyle, bozmuştu.Dünün, mağdur ama mağrur kesiminin üzerinde odaklandığı iki nokta kalmıştı.Bir; 'Müslüman iyi giyinmeli' mottosu.İki; 'Müslüman'a zengin olmayı yasaklayan bir ayet yok' aforizması.Kendini, giyinmeye ve para biriktirmeye fetva devşirmek için paralayan yepyeni bir kitle var artık.
27 Mayıs 2010
Belden sıkma pardösüler, avuç içi eşarplar..
06 Temmuz 2009
Ayşe Arman'a Yorum: İsmail Ağa Caddesi'nde mini etekli NİŞANTAŞI'NDA TÜRBANLI

İçi boş bir şekilde sadece başörtüsü takmak, bunun anlam ve önemi bilmeden sadece bir giyim tarzı olarak benimseyip denemek elbetteki sizlere sadece bir eğlence olarak gelecektir. Yazınızı siz baştan tarafsız olarak okursanız kendi yazınızda bile başörtüsü ve başörtüsü takan kişileri halen aynı tarzda eleştiriler yaptığınızı, önyargılı bir şekilde davrandığınızı göreceksiniz.
Asıl problem başörtülü (giyim ve yaşam tarzı) olarak okula gidebilmek, çalışabilmek, ibadet edebilmek, yargılanmamak (karşılaştığınız kişilerin vermiş olduğu tepkiler yada birde tamamen kapanmış olsaydınız nasıl bir tepki alırdınız acaba), hedef gösterilmemek, aşağılanmamak, düşüncesine saygı gösterilmek gibi yaşamında etkili olan unsurlar üzerinde değerlendirmek gerekir.
Yoksa başörtüsü takıp mahalle mahalle sokak sokak gezmek değil problem yada mahalle baskısı dediğiniz şey...
Lütfen yorumlarınızı belirtiniz...
Ayşe ARMAN'ın ilgili yazısı;
22 Mayıs 2009
Alman ilkokullarında 'örtülü' yüzme dersi
Alman yargısı, Müslüman öğrencilerin ilkokulda kız ve erkek öğrencilerin beraber girdiği yüzme dersinden muaf tutulmasına karşı çıktı, burkiniye vize verdi
BONN -Almanya’da bir mahkeme, ilkokullarda Müslüman öğrencilerinin, kız ve erkek öğrencilerinin birlikte katıldığı yüzme dersinden muaf tutulamayacağına hükmederken, havuzda “burkini” olarak adlandırılan ve tüm vücudu örten tesettür mayosunun kullanmasına ise yeşil ışık yaktı.
Gelsenkirchen kentindeki Müslüman bir ailesinin, kız ve erkek öğrencilerinin birlikte yüzme dersine katılmasının “ahlaksız” olduğu gerekçesiyle 9 yaşındaki kızlarının dersten muaf tutulmasını talebinin okul yönetimince reddedilmesi üzerine idari mahkemesine başvurmuştu.
Ancak Muenster kentindeki idari mahkeme, söz konusu kız öğrencinin yüzme dersinden muaf tutulması talebini reddederken öğrencinin “burkini” olarak adlandırılan tesettür mayosunu kullanabileceğini bildirdi. Mahkeme, kararının temyiz edilmesi yolunu da kapattı.
Deutsche Welle de, bu konudaki haberinde Almanya’da öğretmen sendikaları ve eğitim yetkililerinin, devlet okullarında kız ve erkek öğrencilerinin ayrı sınıflarda okutulması taleplerine hep karşı çıktığını belirtirken bu konunun ülkedeki Müslüman toplumlarını böldüğünü, muhafazakar Müslümanların bu uygulamanın değişmesi gerektiğini savunduklarını kaydetti.(anka)
Sizde Beğendiğiniz e-postaları, kendi eserlerinizi, ilanlarınızı veya bizimle paylaşmak istediklerinizi naturelist@gmail.com mail adresine yollayabilirsiniz..
Reklammatik'le Reklam İzle sen de kazan!
Hostinginizi Alın Bir Villa Sahibi Olun
15 Mayıs 2009
Bir 'bone' sınavda bütün doğruları götürdü
![]() |
Sorun yaşamamak için bir şey söylenmemesine rağmen başörtüsünü çıkartıp sınava bone ile giren Hatice Demir, yine de dersten geçirilmedi. Başka bir derslikte aynı şekilde girdiği üçüncü sınavdan ise tam not aldı. Büyük sıkıntılar çekerek eğitimine devam ettiğini söyleyen Hatice Demir, "Yaşadığım sıkıntılar hep beni kamçıladı. 4 çocuğum var ve azmimle onlara örnek olmak istiyorum." dedi. Babasının bilgisizlik sebebiyle kendisini okutmadığına dikkat çeken Demir, maruz kaldığı olayı anlatırken gözyaşlarını tutamadı: "Bunlar eğitimci ve üniversite mezunu insanlar. Onlar neden eğitimime engel olmaya çalışıyorlar?" 38 yaşındaki Hatice Demir'in birinci sınıfı geçmek için 3 dersi kalmıştı. 3-4 Nisan tarihlerinde sınava girecek ve sınıf atlayacaktı. Yenibosna İlköğretim Okulu'ndaki sınav yerine gittiğinde gözetmenler önce başörtüsüyle giremeyeceğini söyledi. Araya okul müdürü girince sorun tatlıya bağlandı. Başörtüsünü çıkartarak bone ile soruları cevapladı. Farklı bir derslikteki üçüncü sınava da aynı şekilde girdi. Ancak geçtiğimiz gün adresine gelen sınav sonuç kâğıdı ile adeta beyninden vurulmuşa döndü. İlk iki ders için 'kılık kıyafet kurallarına uymadığınız için 0 aldınız' yazıyordu. Farklı bir derslikte girdiği üçüncü sınavın karşısında ise aldığı not vardı. Kandırıldığını anlayan Hatice Demir, "Önce sınava girmeme izin verdiler sonra üzerinde '0' yazan belge gönderdiler. Üstelik sınav gözetmeni bayan da kot pantolon giyerek kılık kıyafet kuralını ihlal etmişti." diye isyan etti. İlköğretimden sonra okula devam edemeyen genç kadın, evlenir evlenmez eşinin de desteğiyle Açıköğretim Lisesi'ne yazıldı. Ortaokul ve liseden sonra Açıköğretim Fakültesi Halkla İlişkiler bölümüne kayıt yaptırdı. Sınıfı geçmek için 3 dersi kalan Demir, başörtülü olarak sınava giremeyeceği söylenerek önce geri çevrildi, sonra sınava alındı, ardından da kılık kıyafet yönetmeliğine uymadığı gerekçesiyle sıfır ile dersten bırakıldı. | |
AYŞEGÜL AYBAR |
Popüler Yayınlar
-
Yaptığım araştırmalara göre bu duanın kaynağı çok net değil, daha doğrusu muteber bir kaynaktan alınmamış. Burada hocaların duaya karşı bir ...
-
3 ayda bir yayınlanan Dil kültür ve Edebiyat Dergisi Yağmur'un 44. sayısında yine birbirinden ilginç ve kıymetli edebiyat ve kültür sana...
-
Maşita Sultan, Firavun'un suratına tükürüp hakkı haykırdıktan sonra, takatsizlikten başı tekrar öne düştü. Artık tüm bedenini tavana ası...
-
Bize şuan bile sorsalar Dubai'nin yerini haritadan gösterebilirmisin diye sanıyorum cevabımız hayır olur. Şuan bile diyorum çünkü 15-20 ...
-
Haberler Sağlıklı Yaşam için 10 yeni sonuç Japon Kadınların Ortalama Yaşam Süresi Arttı Internet Haber Diyet, sağlıklı hayat koşulları...
-
O gün garip ama tatlı bir sevinç vardı Maşita Sultan'ın imanla yoğrulmuş yüreğinde. Farkında değildi ama yüzü hep tebessümlüydü. İlahi a...
-
İsrâ ve Mi'rac, Peygamber Efendimiz'in (SAS) Mescid-i Haram'dan başlayıp Mescid-i Aksâ'ya, ...
-
Haberler Başvuru için 10 yeni sonuç Ergin: Bireysel başvuru hakkı getiriyoruz Samanyolu Haber Ayrıca Anayasa Mahkemesine bireysel başvu...
-
Nokia Telefon Modelleri Nokia 6600Slide Nokia E71 Nokia N96 Year 2009 Nokia 5800 – Music Xpress Expecting on Year 2010 Noki...
-
ESKİ RAHİP YENİ MÜSLÜMAN Rus rahip Müslüman olduktan sonra televizyondan tebliğle Rusları da İslamiyet'le tanıştırmayı hedefliyor. 1956 ...