bebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mayıs 2010

Oto Koltuğu Çocuklar İçin Zorunlu Oldu Talep Arttı

Türkiye'de 1 Haziran'dan itibaren araçlarda çocuk koltuğu bulundurma zorunluluğu gelmesi talep patlamasına sebep oldu.

Yasanın yürürlüğe girmesine sayılı günler kala firmaların stoklarında bebek koltuğu kalmadığı belirtiliyor. Birçok firma bayilerine koltuk göndermek için süre istiyor. Talebin artmasıyla fiyatlar da önemli oranda yükseldi. En düşüğü 49 TL olan koltuklar kalite ve kumaş türlerine göre bin 300 liraya kadar yükseldi. Firma sahipleri satışların yüzde 80 oranında arttığına dikkat çekiyor. Koltuk pazarının bu düzenleme ile yüzde 60 oranında büyümesi bekleniyor.

Horasan Çeyiz, Bebe Giyim ve Bebe Mobilyaları firmasının sahibi Tan İnce, vatandaşın cezalı duruma düşmemek için pahalı ucuz demeden koltuk aldığını belirtti. Geçen yıl sezon boyunca yapılan koltuk satışının bu yıl birkaç ayda yapıldığını kaydeden Tan İnce, şu bilgileri verdi: "Şu an yurtdışından koltuk ithal eden firmaların stoklarında mal kalmadı. Ay sonu itibarıyla gümrüklerde binlerce yeni koltuk olacak. Biz ithalatçı firmalardan siparişlerimizi 15-20 gün sonrasına alabiliyoruz. Vatandaşın ciddi talebi var. Yasal düzenlemeye uymayanlara ciddi cezalar kesilecek. Can taşıyacağı için araç sahipleri koltuk alıyor. Firma olarak Konya'da 300 koltuk satmıştık, bu sene daha sezonun yarısındayız ve bu sayının çok üzerine çıktık." Koltuk fiyatlarının da taleple birlikte yükseldiğine vurgu yapan Tan İnce, "Kumaş ve kalitesine göre fiyatlar değişiyor. 0-12 aylık bebeklerin koltukları 49 TL'den başlıyor 100 liraya çıkıyor. 1-5 yaş gruplarında ise 130 TL'den bin 200 liraya kadar yükseliyor." diye konuştu.

Çocuk koltukları ölümleri azaltıyor
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) verilerine göre, doğumdan itibaren çocuk oto güvenlik koltuğu kullanımının zorunlu olduğu gelişmiş ülkelerde trafik kazalarında çocuk ölüm oranının yüzde 3 civarında olduğu belirtiliyor. Bu oranın koltuğun yasal zorunluluk olmadığı ülkelerde yüzde 46'lara kadar çıktığı kaydediliyor. Yetkililer, koltukların doğru kullanılması halinde kaza sırasında ölümleri yüzde 71 oranında azalttığına vurgu yapıyor.

Boyu 135 santimetrenin, ağırlığı da 36 kilogramın altındaki (12 yaş) çocukları kapsayan oto çocuk koltuğu bulundurma zorunluluğuna uymayanlara, polis ekipleri tarafından 55 TL'den başlayan para cezaları kesilecek. Uygulama taksi, dolmuş, servis gibi şehiriçi ve şehirlerarası yolcu taşımacılığında kullanılan tüm araçları da kapsayacak.AYDIN HIZLIC/ ZAMAN

Araçlarda Bulunan Çocuk Koltuğu Kullanımı Hakkında

Çocuk Koruma Sistemleri

Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre 2001 yılında tüm kazalar içinde ölümlü ve yaralanmalı kazalara karışan 0-15 yaş arası çocukların toplam sayısı 7413'tür. Bu sayı ölümlü ve yaralamalı kazaya karışan toplam yolcuların (sürücüler hariç) % 16.03'ünü oluşturmaktadır. Bu çocukların %32.23'ü 0-5 yaş arasındadır.

Bu ölüm ve yaralanmaların bir çoğunun çocuk koltuğu ve emniyet kemeri kullanarak önlenmesi mümkündür. Bununla birlikte birçok ebeveyn koruma sistemlerini yanlış kullanarak çocuklarını riske atmaktadırlar. Uzmanlar çocuk koltuklarının % 80-90'ının, araçlara yanlış monte edildiklerini veya yanlış kullanıldığını düşünmektedir.

Bebekler, yeni yürümeye başlamış çocuklar ve diğer çocuklar fizyolojik olarak yetişkinlerden çok farklıdır. Gençler bile sadece büyümüş çocuklardır. Çünkü boyları ve iskelet yapıları tam olarak gelişmemiştir. Bu nedenle emniyet kemerleri araç çocuk koltukları gibi yeterli ve tam anlamıyla bir koruma sağlayamazlar. Çocuk koltukları gerekli korumayı sağlayacak ekstra yapılarla tasarlanmıştır.

Çocuk koruma sistemleri hızlı çarpma etkisi esnasında "kademeli yavaşlama"yı sağlar. Doğru monte edilmiş çocuk koruma sistemleri, çarpma sonrası aracın durmasıyla, aracın mevcut hızıyla ilerleyen çocuğun bedeninin de durmasını sağlar ve başka nesnelere (insana, zemine veya diğer araçlara) olabilecek teması da engeller.

Araç çocuk koltukları, çarpma etkisini vücudun belli bir kısmına yönlendirmeyip, bu etkiyi vücudun daha güçlü bölgelerine (kalça kemiği, sırt ve omuz) dağıtarak çarpma etkisini azaltma işlevini görür.

Çocuk koruma sistemlerini karmaşık bulan bazı ebeveynler, bu sistemlerin çocuklarını sıkacağını ve rahatsız edeceğini öne sürmektedirler. Aşağıda da göreceğiniz gibi, modern çocuk koruma sistemleri basit ve çocukların hoşlanacağı şekilde dizayn edilmiş ve maksimum korumayı sağlayacak niteliktedir.

Çocuklar eğer küçük yaşlardan itibaren araç çocuk koltuğuna alışmışlarsa, büyümelerine oranla çocuk koltuğundan daha çok hoşlanmaktadırlar. Kendi özel koltuklarında bulunmak onlara inanılmaz haz vermektedir. Bu nedenle çocuk koruma sistemleri aleyhine ileri sürülen görüşler tutarsız ve yalnızca basit bahanelerdir.

Çocuk Koruma Sistemi Çeşitleri

Bebek Koltukları (1 yaşına ve 8-9 kg'a kadar olan çocuklar için): Bebek koltukları doğumdan 8-9 kg ve 1 yaşına kadar olan çocuklar için dizayn edilmiştir ve araçlara arkaya bakacak şekilde monte edilir. Bebek koltuğunun arkaya bakmasının nedeni kazalarda hassas kafa ve boyun yapısına sahip olan bebeğin daha iyi korunması içindir. Çünkü kaza anındaki çarpma etkisi bebeğin kafa ve boyun kısmına göre daha güçlü olan arka kısmına yöneltilecektir. Koltuk aynı zamanda bebeğin kafasının öne çarpmaması için ön tarafa tam dayanmamalıdır. Bu koltuklar bebeklerin kendi kendine hareket edebileceği döneme kadar kullanılmalıdır.

Hareketli Çocuk Koltukları (0-4 yaş grubu ve 0-16 kg'a kadar olan çocuklar için): 8-9 kg'mı geçen çocukların arkaya dönük veya öne bakacak şekilde taşınabilmelerini sağlayacak hareket kabiliyetine sahiptir. Bu koltuklardan bazıları 1 yaşının altındaki çocuklar için arakaya bakar durumda da kullanılmaktadır. Bu tür koltuklarda çocuklar 9 kg'dan 18 kg'a ve 4 yaşına kadar öne bakacak şekilde oturmalıdır. Daha sonra bir üst düzey koruma sistemi kullanılması önerilmektedir.

Destek Koltukları
(4-8 yaş grubu ve 28-30 kg'a kadar olan çocuklar için): Bu koltuklar 4 yaşından büyük ve 28-30 kg'a kadar olan çocuklardan boy ve kilo olarak hareketli koltukları kullanamayacak ve henüz emniyet kemeri de kullanmaya hazır olmayanlar için geliştirilmiştir. Destek koltukları yalnızca çocuğu korumakla kalmaz, kemerlerin rahatça takılıp kullanılmasını ve çocuğun camdan dışarısını seyredebilmesini de sağlar. Destek koltuğunda yalnızca iki noktalı kemer varsa koruyucular kullanılmalıdır. Destek koltukları, koruyucuların iki ve üç noktalı kemerlerle birlikte kullanılabileceği şekilde tasarlanmıştır. Arkası yüksek olan destek koltuklarının, hassas kafa ve boyun yapısını daha iyi koruduğu belirlenmiştir.

Emniyet Kemerleri:
Çocuğunuzun mümkün olduğunca daha uzun süre araç çocuk koltuğunda seyahat etmesini sağlayınız. Boy ve kilo olarak destek koltuğunu kullanamayacak kadar büyüdükten sonra emniyet kemeri kullandırınız. Üç noktalı emniyet kemerinin omuzdan gelen kısmı, omuz üzerinden ve göğüs kafesinden çapraz geçmeli, yüz ve boyun bölgelerine dokunmayacak şekilde ayarlanmalıdır. İki noktalı kemerler veya üç noktalı kemerlerin iki noktalı şeridi; kalçaların üst kısmında, ne çok sıkı ne de çok gevşek durumda bulunmalı, mide üzerinden geçmemelidir.

Çocuk Koruma Sistemleriyle İlgili Genel Öneriler

Bütün çocuklar için en güvenli yer arka koltuktur. Çocuk koltuğu kolayca monte edilebilecekse, çarpma noktasından en uzak yer olan arka koltuğun orta kısmına takılması tavsiye edilmektedir. Çocuklar çarpma noktasına ne kadar uzak olurlarsa o kadar güvenlidirler. (Özellikle önden çarpmalarda yaklaşık % 29 oranında daha güvenlidir.) Ve 0-4 yaş kategorileri için dizayn edilen araç çocuk koltukları yan hava yastığı bulunan araçların ön koltuklarında kullanılmamalıdır. Kaza anında açılan hava yastığı koltuğa çarpıp, çocuğun ağır yaralanmasına hatta ölümüne bile neden olabilir.

Çocuk mutlaka ön koltukta oturtulacaksa aracın koltuğu mümkün olduğu kadar geriye çekilmelidir. (Özellikle yan hava yastığı olan araçlarda.)
  
Araç çocuk koltuklarının; sağa sola, arkaya öne kaymaması için, araca emniyet kemeriyle iyice sabitlenmesi gerekir.

Yeni doğmuş bebeğin bulunduğu koltuktaki kemerler en alttaki tokaya takılmalı ve tokalar da omuzda veya omuz altı hizasında bulunmalıdır. Çocuğun yaş ve kilosuna göre kemer ayarları artırılmalıdır. Kemerler omuzlar üzerinden ve ayakların arasından geçmelidir.

Plastik kemer tokalarının tam olarak takıldığından emin olunmalıdır.

Çocuk koltukları uluslar arası standartlara uygun olmalı ve uygun olduğuna dair etiketi olup olmadığına dikkat edilmelidir.

Üretici talimatları ve araçlarda kullanım kılavuzları mutlaka okunmalıdır.

Bir kazaya karışan araçtaki çocuk koltuğu kesinlikle kullanılmamalı ve değiştirilmelidir.

çocuk koltuğu,bebek koltuğu,bebek araba koltuğu,bebek oto koltuğu,oto koltuğu,oto koltugu,çocuk,


--
İlan Grubu

15 Temmuz 2009

Azdavay bebekleri Barbie'ye rakip

Kastamonu'nun Azdavay ilçesinde yöreye özgü kıyafetlerle süslenerek 25 yıldır üretilen Azdavay bebeği, kız çocuklarının büyük ilgi gösterdiği Barbie bebeklerine rakip gösteriliyor.

http://image.haber7.com/haber/haber7/photos/460320090715121840173.jpg

Azdavay başta olmak üzere Pınarbaşı ve Şenpazar ilçelerinin de bazı bölgelerinde kadınlar tarafından giyilen yöresel kıyafetler, Dünya Folklor Literatürü'nde, ''Folklorik Kıyafet'' olarak yerini almıştı.

Yörede yaşayan kadınların günlük hayatta giydiği kıyafetler temel alınarak, kadınların evlerinde oluşturdukları mini atölyelerde yapılan Azdavay bebekleri, çocukların gözdesi oldu. Önlük, yelek, entari, kuşak, delme, tekke ve yazmadan oluşan yöresel kıyafetle giydirilen bebekler, ilçeye gelen yerli ve yabancı turistlerin de büyük ilgisini çekiyor.

-TBMM BAŞKANI TOPTAN, DÜNYA ÇOCUKLARINA HEDİYE ETMİŞTİ-

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptan, geçen yıl, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında Türkiye'ye gelen dünya çocuklarına, Azdavay ve Pınarbaşı'nda üretilen yöresel bebeklerden hediye etmişti.

Azdavay'da yaklaşık 40 ailenin bebek ürettiğini belirten Azdavay Belediye Başkanı Osman Nuri Civelek, şunları söyledi:

''Folklorik kıyafetli Azdavay bebek yapıyoruz. İlçede 30-40 aile bebek üretiyor. Belediye olarak tanıtım ve pazarlanması konusunda destek veriyoruz. Özellikle bu bebekler folklorik kıyafetlerin yaşatılması açısından büyük destek oluyor. Aynı zamanda kendi yöresel kıyafetlerimizin üretildiği tezgahlarda üretiliyor.''

Azdavay bebeklerinin yaklaşık 25 yıldan beri üretildiğini bildiren Civelek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Azdavay Belediye Başkanlığı ve kaymakamlık olarak geçmişten itibaren destek veriliyor. Son yıllarda Türkiye'ye, hatta dünyaya mal oldu. Geçen yıl TBMM Başkanı Köksal Toptan, 23 Nisanda tüm dünya çocuklarına Azdavay bebek hediye etti. Bu da bize gurur verdi. Böylelikle dünyaya tanıtımı sağlanmış oldu. Hatta yurt dışında Avrupa ve Orta Asya ülkelerinden Azdavay bebekleriyle ilgili çeşitli siparişler aldık.'' (aa)

Etiketler: kastamonu,Azdavay İlçesi,Azdavay bebeği,Barbie,Folklorik Kıyafet,Köksal Toptan,bebek,oyuncak,çocuk,

08 Haziran 2009

Down Sendromu Otistik--VİDEO

İşaret dili nedir?--

Hamileliğin 4. ayında yapılması gereken testler nelerdir?--

Down Sendromu olan bebeklerde hangi sağlık problemleri görülür?--

Çocuğunda Down Sendromu olanların sonraki çocukları da risk altında
mı?--

Hamilelikte down sendromu testi ne zaman yaptırılmalı?--

Down Sendromlu kişilere hangi muayeneler düzenli yapılmalı?--

Down Sendromu olanlar ne tür öğrenme güçlükleri çekebilir?--

Down Sendromlu kişilerde hangi fiziksel sorunlara rastlanır?--

Çocuğunda Down Sendromu olan aileler neler yapabilir?--

Yeni doğanlarda Down Sendromu olduğu nasıl anlaşılır?--

Hangi annelerin çocuklarında Down Sendromu riski daha fazla?--

Down Sendromu hamilelik döneminde tespit edilebilir mi?--

Down Sendromu neden olur?--

Down Sendromu nedir?--

Down Sendromu nasıl oluşur?

Otizme Karşı Alınmış Bir Zafer Hikayesi--

Otistik eşleme becerileri--

http://urfaegitimuygulama.k12.tr/?&Bid=132020

06 Mayıs 2009

Hiç Görmediğiniz Bebek ve Çocuk Resimleri yorumlara bir bakın

Böyle bir uyku için neler vermezdim
Am So Happy To Be A Child Again

Sanıyorum bu ufaklıkta benim gibi düşünüyor baksanıza nasılda esniyor..
Am So Happy To Be A Child Again

İşte size geleceğin bilim adamlarından biri ....

Am So Happy To Be A Child Again
Bu çocukta eğlence düşkünü bazen yaşa bakmadan beraber oynamada fayda var.....

Am So Happy To Be A Child Again

Bu melekte ayaklarının tadına bakıyor aynı zamanda yeşilliğin tadını çıkarıyor....

Am So Happy To Be A Child Again

Ne kadarda masum ve çaresiz değilmi çocukları sevelim her sıkıntısına katlanalım. Unutmayın sizde böyle idiniz..

Am So Happy To Be A Child Again

Bu çakmak çakmak gözlü bebişe birde bakın hele sanıyorum birazda sinirlenmiş ama ben buna gülerim çünkü çok tatlı..
Am So Happy To Be A Child Again
Bu meraklı ve oburix çocuğa ne demeli yine de yorum sizin...


Am So Happy To Be A Child Again

Hep böyle iki kardeş gibisi yoktur, bir kardeşin yerini hiçbirşey dolduramaz. Evet siz anne ve babalar siz ölüp gittiğinizde çocuğunuz yalnız kalmasın diyorsanız mutlaka ona bir kardeş hediye edin hatta birkaç tanede olabilir.

Am So Happy To Be A Child Again

Ama sen ağlama dayamam bak bende ağlarım bak yapma dedim sana....

Am So Happy To Be A Child Again

İşte bir geleceğin süper yıldızlarından biri daha imzalı fotoğrafını istermisiniz?...

Am So Happy To Be A Child Again

Bu bebeğe diyecek hiç bir şey yok baksanıza ne kadarda mutlu uyuyor değilmi. Maşallah...

Am So Happy To Be A Child Again

23 Nisan 2009

Kadınların kabusu!

Bebek heyecanı mide sorunlarıyla karışmasın...
Hamileliğin ilk ayları çoğu kadın için mide sorunlarıyla dolu günlerin de başlangıcıdır. İlk dönemdeki mide bulantıları ve sonrasında yaşanan yanma şikayetleri bazı kadınların bu dönemini kabusa çevirebilmektedir.

Uz. Dr. Duygu İbrişim gebelik döneminde yaşanan mide sorunları ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

HAMİLELİKTE MİDE SORUNLARI NEDEN OLUR?

Gebelik, hem hormonel değişimlere bağlı olarak, hem de özellikle son aylarda bebeğin artan kütlesinin baskısıyla sindirim sistemi sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.

Gebeliğin ilk ayları anne adayı için yeni bir dönemin başlangıcıdır. Gebelik hormonlarının etkisi ile bulantı, midede dolgunluk-yanma, bazı gıdalardan tiksinme, karında şişkinlik ve gaz hissi sık yaşanan şikayetlerdir. Bu şikayetler bazen günlük hayatı etkileyecek ve yaşam kalitesini bozacak düzeylerde olabilir.

DUYGUSALLIK MİDE SORUNLARINI ARTIRIR

Bayanların büyük kısmı bu dönemde daha duygusal, daha hassas olurlar ve sıkıntılar karşısında daha kolay umutsuzluğa kapılabilirler. Sindirim sistemi ruhsal durumdan çok etkilenir ve bu da bir kısır döngünün başlangıcı olabilir. Gebeliğin ilk üç-dört ayında daha sık yaşanabilen bu sorunlar çoğunlukla hafif-orta düzeydedir. Yaşam biçimi ve beslenme ile ilgili bazı düzenlemelerle tahammül edilebilirler.

SAĞLIĞI TEHDİT EDECEK BOYUTLARA ULAŞABİLİR

Zaman zaman anne adaylarının bu şikayetleri çok şiddetli olabilmektedir. Aşırı bulantı ve kusma ile birlikte annenin ve bebeğin beslenmesini tehdit edecek bir tablo olan hiperemesis gravidarum’un oluşması söz konusudur. Bu durumda yakın tıbbi takip ve gerekirse hastanede yatırılarak ilaç ve serum desteği gerekebilir.

BALAYI DÖNEMİ

İlk birkaç ay atlatıldığında çoğunlukla mide problemleri azalır. Anne adayı duygusal olarak da duruma daha adapte olmuştur ve bu dönem gerçekten gebeliğin balayı dönemidir. Son üç ayda ise büyüyen bebeğin oluşturduğu baskı ile mide yanmaları, dolgunluk hissi, göğüs arkasında yanma ve ağza ekşi acı su gelmesi, reflü tipi şikayetler belirginleşebilir. Kabızlık, gebeliğin başlangıcından itibaren hormon değişiklikleri ve ilerleyen aylarda artan karın içi yükle ortaya çıkabilir ve hiç de nadir değildir.
Daha önceden ülser, reflü, bağırsak ve karaciğer- safra yolları hastalıkları olanlarda gebelik sırasında daha fazla problem yaşanabilir. Gebelik planlanıyorsa mevcut sorunlar yönünden sağlık kontrollerinin yapılması önemlidir.

HAMİLELİK DÖNEMİNDE MİDE SORUNLARINI DAHA AZ YAŞAMAK İÇİN;

• Gebe olduğunuzu öğrendiğiniz andan itibaren düzenli bir yaşam uygulamaya çalışın. Yeterince uyuyun. Alkol, sigara ve ilaçlardan uzak durun. Düzenli ve sağlıklı beslenin. Özellikle kahvaltının günün en önemli öğünü olduğunu unutmayın.
• Sık sık ve az miktarlarda yemek yiyin. Öğünlerde beyaz ekmek, haşlanmış patates, yağsız makarna gibi ilaveler midenizi rahatlatır. Susuz kalmayın. Böylece bağırsaklarınız daha düzenli çalışır.
• Tiksindiğiniz gıdaları kısa süreli olarak diyetinizden çıkarabilirsiniz. Yağlı-baharatlı-gaz yapıcı yiyecekler, keskin kokular rahatsız edici olabilir. Bazen kendi pişirdiğiniz yemeği yemekte zorlanabilirsiniz. Bu durumda ya o yemeği bir gün sonra tüketin ya da güvendiğiniz biri siz mutfakta yokken pişirsin. Anneler bu konularda harikadır!..
• Gebeliğin son aylarında belirginleşen reflü tipi yakınmalara akşam yemeğinin erken saatte yenilmesi, yatak başının yükseltilmesi yararlı olur. Doktorunuz önerirse gebelikte kullanılabilen bazı ilaçları alabilirsiniz.
• Doktorunuzun bilgisi dahilinde yürüyüş ve yüzme gibi düzenli egzersizler yapabilirsiniz. Spor endişe ve gerginliği de azaltır.
• Eşiniz ve ailenizle daha çok vakit geçirmeye çalışın, onların desteği size güç verir.
• Pozitif düşünmeye çalışın. Bu sıkıntılar geçicidir ve bebeğinizi sağlıkla kucağınıza almak hepsini unutturacaktır.

Hamilelikte ne kadar balık yenmeli?

Hamilelikte ne kadar balık yenmeli?

Hamile kadınlar, hem kendi hem de bebeklerinin sağlığı ve gelişimi için beslenmelerinde mutlaka balık yemeliler. Fakat hamilelerin bebeğin yüksek oranda cıvaya maruz kalmaması için ne kadar balık tüketecekleri çok önemli.

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi, kadınlara haftada 340 gramdan fazla balık tüketmemelerini öneriyor, ancak beslenme uzmanları ve bilim adamlarından oluşan bir koalisyon hamile kadınların en az bu kadar balığa ihtiyacı olduğu konusunda ısrar ediyorlar.

Ulusal Sağlıklı Anneler ve Bebekler Koalisyonu'ndan Judy Meehan, "Son veriler bize kadınların halen yeterince balık yemediklerini gösteriyor, bu gerçekten korkutucu. Beyin gelişimi için Omega 3 elde etmenin yolu balık yemektir" dedi.

İngiliz ve Amerikalı araştırmacılar, 2007 yılında Lancet dergisinde yayınladıkları araştırmada, tavsiye edilen balık miktarını azaltmanın çocuğun zihinsel gelişimine zarar verebileceğini söylediler. Yaptıkları çalışmada, hamileliği süresince haftada en az 3 porsiyon balık yiyen annelerin çocuklarının zihinsel fonksiyon testlerinde daha iyi performans gösterdiklerini açıkladılar.

Başka bir çalışmada, Harvard Tıp Fakültesi'nden Dr. Emily Oken'in başkanlığındaki araştırma ekibi, balığın beyne yararlı bir besin olduğunu ortaya koysa da hamilelik döneminde düşük cıva oranına sahip balıkları tercih etmelerinin önemine dikkat çekiyor.

Oken, 3 yaşındaki 341 çocuğu inceledi ve annesi hamilelik döneminde haftada iki porsiyondan fazla balık yiyenlerin sözel, görsel ve motor gelişimine dair testlerde daha iyi performans gösterdiklerini ortaya çıkardı. Ancak diğer tarafta kanlarındaki cıva seviyesi nispeten yüksek çıkan annelerin çocuklarının test sonuçları yaşıtlarına göre daha düşük kaldı. Oken, haftada ortalama 400 gram balık tüketen hamile kadınların çocuklarının gelişimlerinin yüzde 30 daha iyi olduğunu söyledi.

Diğer bir çalışmada ise 25 bin 446 çocuk incelendi. Hamileliği boyunca anneleri daha fazla balık yiyen çocukların daha iyi motor ve bilişsel test skorlarına sahip olduğu bulundu.

FDA, hamile bayanların köpekbalığı, kılıçbalığı, kral uskumru ve bir çeşit levrek (tilefish) yememelerini, çünkü içerdikleri yüksek cıva seviyelerinin bebeğe zarar verebileceği sebebiyle uyardı. FDA, hamilelerin cıva oranı düşük balıkları tercih etmelerini ve haftada 340 gramdan fazla balık tüketmemelerini öneriyor.

Popüler Yayınlar

Blog Widget by LinkWithin

İslam İlmihali