Sonunda ne yaptı etti İsrail kendini vurdu. Bir devlet hiç bu kadar sorumsuz davranabilir mi? Nedir bu yapılanlar, neyin hesabıdır?.
Aslında bunlar hep korkunun vermiş olduğu rahatsızlıklardır. İsrailde biliyor kendisinin bulunduğu toprakların ona ait olmadığını. Birgün bu hesabı verceğini o da biliyor. Bu pisikoloji ile salgırdan bir tavır içerisinde sağa sola saldırıyor. Bu emanetçilik duygusu onların en hassas olgusudur. Bu yaptıkları ise bunun dışa vurumudur.
İsrail ile ilişkiler koptu mu?
İsrail'in insani yardım gemisine saldırması Türkiye İsrail ilişkilerini nasıl etkileyecek? Kriz savaşa mı dönüşecek? Yapılan milyar dolarlık ticari anlaşmalar çöpe mi gidecek?
Türkiye bugün güne iki olayın sarsıntısıyla başladı. İlk haber gece İskenderun'dan geldi. Hatay'ın İskenderun ilçesinde Deniz İkmal Destek Komutanlığına teröristlerce roketatarla düzenlenen, 6 askerin şehit olduğu ve 7 askerin de yaralandığı saldırının, nöbet değişimi sırasında meydana geldiği bildirildi. Modernevler Mahallesi'nde bulunan Deniz İkmal Destek Komutanlığına saat 00.40 sıralarında teröristler tarafından yapılan roketatarlı saldırının, nöbet değişimi için askerleri taşıyan araca yönelik düzenlendiği belirtildi. Şehit haberi gün içinde 7 olarak duyuruldu...
Peki Türkiye-İsrail ilişkileri bundan sonra nasıl olur? Gece meydana gelen iki saldırı birbiriyle bağlantılı mı? Kriz savaşa mı dönüşecek? Yapılan milyar dolarlık ticari anlaşmalar çöpe mi gidecek? Uzmanlara sorduk...
İSRAİL İLE TİCARİ İLİŞKİLERİN BOYUTU
Gazze'ye yardım götüren gemilere yaptığı saldırının ardından tüm gözlerin üzerine çevrildiği İsrail'le Türkiye arasındaki en önemli işbirliği, savunma sanayisi alanında.
Savunma sanayi göz önüne alındığında iki ülke arasındaki ticaret dengesi İsrail lehine gelişiyor. Türkiye İsrail'den yüksek teknoloji gerektiren savunma sanayisi ürünleri alırken, İsrail Türkiye'den, daha çok askeri bot, üniforma benzeri malzemeler satın alıyor. İsrail Türkiye'nin savunma sanayi alanında önemli ortakları arasında yer alıyor.
-İKİLİ SEKTÖREL İLİŞKİLER-
Her iki ülkenin üstünlükleri karşılaştırıldığında ve ekonomilerin tamamlayıcı özellikleri ile coğrafi yakınlığın sağladığı avantajlar göz önüne alındığında, Türkiye ile İsrail arasında son derece geniş ekonomik işbirliği olanakları mevcut.
Ancak, Türkiye-İsrail ilişkilerinin önündeki en büyük engel, İsrail-Filistin sorunu olarak görülüyor. Özellikle İsrail ile planlanan uzun vadeli yatırımlar, bölgedeki savaş ve bunun getirdiği istikrarsızlık nedeniyle olumsuz yönde etkileniyor.
-İKİ ÜLKE DIŞ TİCARETİ-
Mayıs 1997'de iki ülke arasında Serbest Ticaret Anlaşması'nın yürürlüğe girmesiyle, yaklaşık 200 ürüne uygulanan gümrük vergilerinin kaldırılmasının ardından, gerek ihracat gerek ithalatta dikkate değer bir artış kaydedildi.
Türkiye, geçen yıl İsrail'e 1 milyar 528 milyon 370 bin dolarlık ihracat gerçekleştirirken, 1 milyar 70 milyon 128 bin dolarlık da ithalat yaptı. Bu yılın dört ayında ise İsrail'e 415 milyon 979 bin dolarlık ihracat, 695 milyon 406 bin dolarlık da ithalat yaptı.
Türkiye'nin İsrail'e ihraç ettiği başlıca ürünler arasında. demir-çelik, otomotiv ve yan sanayi, petrol ve petrol ürünleri, elektrikli makina ve cihazlar, dokumacılık ürünleri, kimyasallar, hazırgiyim, metal eşya bulunuyor.
Türkiye, İsrail'den ise kimyasallar, petrol ve petrol ürünleri, maden cevherleri ve döküntüleri, elektriksiz makinalar, dokumacılık ürünleri ve kağıt-karton ve kağıt, karton esaslı mamuller ile metal eşya ithal ediyor.
İsrail ile karşılaştırıldığında Türkiye'de nispeten ucuz işgücü olması ve gerek AB gerekse BDT ülkelerine coğrafi yakınlığı nedeniyle Türkiye'de başta tekstil olmak üzere ortak yatırımlar, sınai alanda önemli işbirliği fırsatları sunuyor.
Türk müteahhitlik firmalarının İsrail'de bugüne kadar üstlendikleri projelerin toplam değeri yaklaşık 583 milyon dolar seviyesinde bulunuyor.
-İKİ ÜLKE ARASINDAKİ ANLAŞMA VE PROTOKOLLER-
Türkiye ve İsrail arasında 14 Mart 1996 tarihinde Serbest Ticaret Alanı Anlaşması imzalanırken, Ticari, Ekonomik, Sınai, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşması, Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması, Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması, Gümrük İdarelerinin Karşılıklı Yardımlaşmasına İlişkin Anlaşma, Türkiye–İsrail Karma Ekonomik Komisyon Dönem Mutabakat Zabıtları, imzalanan anlaşmalar arasında bulunuyor.
Bu arada, İsrail'e ihraç edilecek gıda ürünlerinde Museviliğe uygunluğu belgeleyen koşer sertifikası aranırken, söz konusu sertifikaların temininde karşılaşılan sorunlar zaman zaman İsrail'e yönelik ihracatı olumsuz etkiliyor.
Türkiye'den İsrail'e yapılan ihracatta ağırlıklı olarak deniz yolu kullanılırken, özellikle soğuk havalı konteynerlerin temin edilmesinde karşılaşılan güçlükler nedeniyle, bu ülkeye yönelik bozulabilir ürün ihracatı arzu edilen düzeye ulaşamıyor.
İSRAİL SALDIRACAKTI, SALDIRDI
Sabah Gazetesi Yazarı Hasan Bülent Kahraman:
"Türkiye'nin İsrail ile ilişkiler çok iyiydi. Davos zirvesinden sonra bozulma trendine girdi. İsrail bu yardım gemisinin Gazze'ye girmesine izin vermeyecekti. İnsani yardım gemisine izin verse kendi koyduğu ambargo delinecekti ve bunun sonu gelmeyecekti. Zaten geminin girmesine izin vermeyeceğini ve gerekirse saldıracağını duyurmuştu. Önemli konu İsrail bu açıklamayı yaparken Türkiye tarafından herhangi bir diplomatik girişimin olup olmadığı. İsrail başka türlü davranamazdı. Vuracağım dedikten sonra vurmaması beklenemezdi.
İsrail ile ilişkilerin bu noktaya gelmesi büyük şanssızlık. İsrail lobileriyle tüm dünyada çok etkili bir ülke. Birleşmiş Milletler'den bir şey yapması çok beklenemez. Aramızda büyük ticari ilişkiler var. Türkiye önemli bir silah alıcısı. Türkiye silah alımlarını durduracak bir hamle yapmazsa İsrail Türkiye devletiyle ilişkilerini bozmak istemez.
HER DEVLET HER DEVLETİN DÜŞMANIDIR HEM DE DOSTUDUR
İskenderun'daki saldırılarla İsrail'in bir bağlantısı var mı bilemeyiz ama şunu unutmamak lazım; her devlet her devletin dostudur, aynı zamanda düşmanıdır. PKK bölgedeki halkların Türkiye'ye karşı rahatlıkla kullanabileceği bir taştır. İsrail gibi daima militarizmden beslenen bir ülkenin PKK gibi bir kaynağı kullanmış olması şaşırtmaz. Bundan sonra PKK saldırılarının artıp artmayacağını iyi gözlemlemek gerek."
İSRAİL HÜKÜMETİNDE USAME BİN LADİN'DEN DAHA RADİKAL BAKANLAR VAR
USAK (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu) Başkanı Sedat Laçiner:
"İsrail ile ilişkiler 2006'da Lübnan olaylarında gerilmeye başladı. Davos kriziyle zirve yaptı. İsrail tarihinin en sert en sağcı hükümetine sahip. Hükümette Usame Bin Ladin'i aratmayacak radikallikte bakanlar var. İsrail hükümetinde Türkiye hükümetine karşı ayrı bir nefret var. Türkiye büyükelçisini düşük koltuğa oturtmak bu nefretin en önemli göstergesiydi.
İsrail gemiye bilinçli olarak saldırdı. Bundan sonra önemli olan uluslararası kamuoyunun nasıl tepki vereceği. Ama maalesef Yahudi lobisi dünyanın her tarafında oldukça etkin.
Türkiye'nin bundan sonra önünde bir kaç seçenek var. Elçiliğini kapatabilir, diplomatik ilişkilerini kesebilir, İsrail'i uluslararası kuruluşlara şikayet edebilir (İsrail uluslararası karasularını ihlal etti ve bir yerde haydutluk yaptı. Somalili korsanlara yapılan onlara da yapılmalı), ticari ilişkilerini kesebilir. Ama bu henüz bir savaş nedeni değil.
Türkiye İsrail'in en önemli ticari partnerlerinden biri. Aramızda milyarlarca dolarlık silah anlaşması var. İsrail kedine ciddi zarar veren bir işe girişti. Ticari partner olarak Türkiye'yi kaybetmek istemeyecektir ama İsrail'de bu hükümet olduğu sürece ilişkiler iflah olmaz.
PKK MİLİTANLARINI MOSSAD EĞİTİYOR İDDİASI
Dün gece İskenderun'da yapılan saldırıyla, İsrail'in yardım gemisine saldırmasının bağlantısı var mı bilemeyiz ama Akdeniz'de biri PKK biri İsrail tarafından yapılan iki saldırının bir kaç saat aralıklarla gerçekleşmiş olması dikkat çekici. Bir kaç yıl önce PKK'lılara Kandil'de canlı bomba eğitiminin İsrail gizli servisi Mossad tarafından verildiği bilgisi Türk istihbarat servislerince doğrulanmıştı."
Yaralılar Bile Kelepçeliydi
Gazze'ye insani yardım götüren gemilere yapılan operasyonun ardından, helikopterlerle Tel Aviv'e getirilen yaralılar, İsrailli askerler tarafından ambulanslara taşındı.
*FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN
İsrail yardım gemilerine düzenlediği saldırıda yaralanan 10 kadar eylemcinin, Petah Tikva kentine götürüldüğü bildirildi. Yaralıların burada Rabin Sağlık Merkezi tedavi altına alınacağı kaydedildi.
Yaralıların sevkiyat sırasında ellerinde plastik kelepçeler olduğu görüldü.
--
İlan Grubu
http://groups.google.com.tr/group/ilangrubu/subscribe?hl=tr





Siyonizm ile Mücadelede Yeni Stratejiler"adı altında düzenlenen panelde konuşan siyonist karşıtı Netürei Karta Üyesi Haham Ahron Kohen, "nasıl olur bilmiyorum ama israil devletinin yok olmasını diliyorum" diye konuştu.
Panele İngiltere'den katılan Britanya Müslümanlar Birliği Politika Direktörü Said Ferjani, Yahudilerin hepsini bir tutmamak gerektiğini ifade etti. Ferjani, "Yahudiler'i ikiye ayırmak gerekir. Bir tarafta katliam yapan siyonist Yahudiler, diğer tarafta bunları sevmeyen ve dinlerini yaşamaya çalışan dindar Yahudiler var. Biz bu iki grubu bir tutmamalıyız. Bizim karşı olduğumuz kişiler katliam yapan siyonistlerdir. İngiltere'de yaşayan Yahudiler Filistin'de Müslümanlara yapılan katliamı kabul etmiyorlar ve bunu protesto ediyorlar. siyonizm'e karşı çıkan dünyadaki bütün Yahudileri desteklemeliyiz ve onlarla ortak çalışmalıyız" dedi.
Panele İngiltere'den katılan Netürei Karta Üyesi Haham Ahron Kohen, siyonizm herkesin bildiği gibi bir ideolojinin adıdır diyerek, "bu toplantının önemi Filistin'deki acıdan geliyor. Üzülerek söyleyebilirim ki siyonizm ile Yahudilerin aynı kategori de görülmesi bizi çok üzüyor" dedi. Kaynaklara bakıldığında siyonizm ile Yahudiliğin bir olmadığını, aynı düşünceyi paylaşmadığını ve herkesin bunu görebileceğini söyleyen Haham Kohen, "Yahudiler siyonizm çıktığından beridir ona karşı mücadele veriyor. Ve az da olsa bu gücün azımsanmaması gerekir" diye konuştu.
Panele Amerika'dan katılan Neturei Karta Uluslararası sözcüsü Haham Yisroel Dowid Weiss ise, siyonizm'in 62 yıldır çıktığını ama Yahudiliğin iki bin yıldır var olduğunu söyledi. Amerikan'ın israil'i desteklemesinin şeytani bir tutum olduğunu dile getiren Haham Weiss, "İnsanlar başlarına bir afet geldiğinde bağrışıp çağrışıyorlar neden yardım gelmiyor diye. Oysa Gazze, yıllardır ambargo altında ve kimse buna ses çıkarmıyor" dedi. siyonist israil'in Gazze'ye yaptığı saldırıdan sonra Gazze'ye gittiğini söyleyen Haham Weiss sözlerini şöyle sürdürdü; Orada Filistinli bir aile ile tanıştım ve o ailenin 29 ferdi siyonistler tarafından katledilmişti. siyonistler bu savaşı bir din savaşı olduğunu iddia ediyorlar. Ve bunu katliamlarını meşru göstermek için söylüyorlar. Allah'a, siyonist devleti biran önce ortadan kaldırması için dua edeceğiz ve etmeliyiz. Dünyaya şunu göstermeliyiz siyonistler şarlatanlardır. Biz Yahudiler daha önce olduğu gibi Müslümanların yönetimi altında yaşamak istiyoruz.
Programın organizatörlerinden olan ve programa İngiltere'den katılan İHRC başkanı Mossoud Shadjareh da kısa bir konuşma yaparak, "Edindiğim izlenimlere dayanarak şunu söylemek istiyorum. Bazı kişiler siyonistlere karşı olan Yahudileri de sevmiyorlar. Bu hem siyonistlere karşı olan dindar Yahudileri üzerken, siyonistlerin de işine geliyor ve siyonistler buna seviniyorlar" dedi. İslam'da birini tanımak için onunla yolculuk yapın deniliyor diyen Shadjareh, "ben de onlarla yolculuk yapan biri olarak bu Hahamlarla Gazze'ye gittim. Oradaki durumu gördükten sonra yanımızda ki Haham kendisinde bulunan israil pasaportunu yakarak yalnızca Filistin pasaportunu kullanmak istediğini söyledi. Bu hahamlar siyonistleri sevmedikleri ve protesto ettikleri için evleri yakılmak istendi, evlerinin camları kırıldı ve birçok defa saldırıya uğradılar. Onlar tüm bu baskılara ve tehditlere rağmen siyonizmle mücadelelerinden vazgeçmediler" diye konuştu.
özü alan MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal burada yaptığı konuşmada, "Yahudi zihninin nasıl siyonist bir zihine dönüştüğünü iyi anlamak lazım. siyonizm aslında yalıtılmış, katledilmiş, yaşam hakları ve inanç hakları ellerinden alınmış bir Yahudilik şeklidir" dedi. Ünsal, Batılı devletlerin israil'in yaptığı katliamları resmi düzeyde kınamamasının altında siyonizm ve Batılı emperyalizmin akrabalık ilişkisinin yatmakta olduğunu belirterek, bundan dolayı Gazze'de kadın ve çocukları öldüren israil'in, resmi düzeyde mahkûm edecek ve kınayacak bir karar alınamadığını dile getirdi. israil'in Lübnan'ı işgal ettiğinde, zamanın ABD başkanının israil için "Tahran'da ve Şam'da üretilen radikalizmi tıkayan ve Batı için yardımcı bir unsurdur" diye değerlendirmede bulunan Ünsal, "siyonizmi bunun için Batılı emperyalistlerden ayrı tutmamak lazım. Böyle bir durum olduğu için Batılı emperyalistler israil'in bu faşist ve ırkçı tavrını hiçbir zaman kınamaz" dedi.


