22 Haziran 2009

HAMİLELİK VE YOLCULUK

Anne adayları hamile oldukları andan itibaren kendilerini bir çok aktiviteden uzak tutmaya çalışır. Oysa bu psikoloji içinde yaşamak hem kendisini hem de bebeğini strese sokmaktadır. Özellikle yolculuk yapmak ya da seyahate çıkmak bu konulardan biridir.

Hamilelikler normal yaşantıda ciddi değişiklikler gerektirmemeli, bu dönemde bir çok kısıtlamalara gidilmemelidir. Burada önemli olan tek şey, sağlıklı ve güvenli yolculuklar için biraz dikkat ve özen göstermektir. Ayrıca yolculuk konusunda anne kendini hazır hissetse de, mutlaka doktoruna danışmalı ve yolculuğu için ondan onay almalıdır. Doktor çıkılacak yolculuğun bebek için ya da sizin için sağlıklı olmayacağını düşünebilir.

Hamilelik 6. aya kadar rahat bir şekilde geçtiği için bir çok doktor bu aya kadar, anne adaylarının yolculuklarını kısıtlamamaktadır. Eğer ilk aylarda mide bulantıları, halsizlik ve baş dönmeleri yaşanmıyorsa, hamilelikte ters giden bir şey yoksa, anne ve bebeğin sağlığı iyiyse, rutin kontrollerde olumsuz bir durum göze çarpmıyorsa yolculuk sakıncalı bir durum değildir. Aksine bu aylarda yani ikinci trimester zamanında, düşük olasılığı azalmış ve hamileliğe alışılmıştır. Gezmek, dolaşmak ve hamileliğin keyfine varmak için tam zamanı denebilir.

Bütün bunların yanısıra, hamilelikte yolculuğa çıkmanın bazı gereklilikleri de vardır. Anne adayının mutlaka bebeğinin ve kendisinin rahatını düşünmesi gerekmektedir. Hamileliği zorlayıcı durumlardan kaçınmalıdır. Bütün önlemleri almalıdır ve yolculuk ile ilgili çıkabilecek problemleri düşünerek hareket etmelidir.

Yolculuğa çıkarken mesafenin uzun olmaması en önemli konulardandır. Uçakla, arabayla ya da trenle çıkılan seyahatlerin kaç saat sürdüğü ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumlarda zorlanma yaşanıp yaşanılmayacağı düşünülmelidir. Sürekli sarsıntı halinde olmak, uykusuz kalmak, dinlenememek, uzanamamak, bu yolculuk esnasında yeterince beslenememek; kasılmalara ya da hamilelik ileri aylardaysa erken doğuma neden olabilmektedir. Bu nedenle bir anne adayı olarak sorumluluklar unutulmamalıdır. Özellikle daha önceden erken doğum ya da düşük yapmış anneler, çoğul hamilelik yaşayanlar bu konuya daha da dikkat etmelidir.

Otomobil ile yapılan yolculuk;

Otomobil ile yapılan yolculuklar güvenlidir ama uzun bir yola çıkılacaksa kesinlike yorucu olacağı bilinmelidir. Arabanın konforu, sarsıntıyı az hissettirmesi, koltuklarının rahatlığı ve araç içindeki kişilerin az olması bu uzun sürecek yolculuğu biraz daha hafifletir. Sırta bir yastık koyarak bel bölgesini desteklemek, sık sık mola vermek ve yürüyüş yaparak bacaklardaki kan dolaşımını hareketlendirmek önemlidir.

Ani fren durumunda karın bölgesine darbe almamak için ön koltuk yerine arka koltuk tercih edilebilir. Karına şiddetli bir darbe plasentanın kopmasına ve erken doğuma neden olur. Ayrıca, ön tarafta yolculuk yapılacaksa mutlaka emniyet kemeri takılmalıdır. Karnın üstüne takılan bir emniyet kemeri bebek ve anne için kaza anında tehlikelidir. Bu nedenle, en güvenli emniyet kemeri karın altından ve göğüs arasından geçen kemerlerdir.

Otomobili eğer siz kullanacaksanız yolculuğun mutlaka kısa olması gereklidir. Hamileliğin son aylarındaysanız ve karnınız dreksiyona çok yakınsa, otomobili sizin kullanmamanız daha güvenlidir. Uzak mesafelere de, bir gün konaklayarak gidilmesi çok daha iyidir. Dinlenerek ve uykuyu alarak yolculuğa devam etmek sizi daha az yoracaktır. Hız konusunda dikkatli olunmalıdır. Hamilelik döneminde refleksler yavaşladığı, dikkat zayıfladığı için yavaş ve daha kontrollü gidilmelidir. Yolculuk esnasında yanınızda, bir yetişkinin olması da önlem almak açısından önemlidir.

Yolculuk esnasında kaza geçirilirse mutlaka bir sağlık kuruluşuna gidilmelidir. Kazanın hafif olması durumunda bile bu kontrol ihmal edilmemelidir. Eğer kasılmalar, ağrı ya da kanama varsa mutlaka zaman kaybetmeden doktorla görüşülmelidir.

Otomobil yolculuğunda beslenmeye de dikkat edilmelidir. Mola yerlerinden çok, evde hazırlanmış yiyecekler tercih edilmelidir. Özellikle sıcak bölgelere yapılan yolculuklar esnasında dışarıdan alınan besinlerin bozulmuş ya da yıkanmamış olmasına dikkat edilmelidir. Mide rahatsızlıkları için az ve ağır olmayan yiyecekler seçilmelidir. Bol miktarda sıvı alınmalıdır ve tuvalet gereksinimleri de temiz mola yerlerinde giderilmelidir. Hamilelik süresince sık sık idrara çıkmak gerektiğinden hijyen çok önemlidir.

Tren ve otobüs yolculukları;

Tren ve otobüs yolculuğunda hamileliği olumsuz bir yönde etkilecek bir durum söz konusu değildir. Tam tersine otomobilde olduğu gibi rahat ve konfor ön planda ise yolculuk keyif verici olabilir.

Şimdiki otobüslerde televizyon izlemek ve müzik dinlemek, trenlerde restoranda oturup bir şeyler yemek yolculuğu daha da zevkli hale getirmektedir. Tren yolculuklarında yürümek, otobüsten daha geniş bir ortamda yolculuk yapmak ya da yataklı vagonlarda dinlenerek gitmek biraz daha konforludur.

Bu iki yolculukta dikkat edilmesi gereken nokta yine mesafenin uzunluğu ve sarsıntının ne kadar hissedileceğidir. Kasılma ve sancılara neden olabilecek sarsıntılar unutulmamalıdır. Çok insanın bulunduğu ortamlarda yolculuk yapmanın bir olumsuzluğu da nefes yolu ile bulaşan hastalıklara yakalanma riski ile karşı karşı kalmaktır. Çevreden rahatsız olmak ve uyuyamamak yorucu olabilir.

Bu yolculukları kolaylaştırmak için; bilet alırken tekerlek üstü koltuklardan almamak, otobüslerde biraz daha para vererek iki koltuk almak ya da trenlerde yataklı vagonları tercih etmek, pencere açma durumu olmadığı için bir kaç kat giyinmek, yastık almak, evde daha besleyici ve hafif yiyecekler hazırlamak, rahat kıyafetler giymek ve kolay çıkarılıp giyilebilen ayakkabılar tercih etmek olabilir.

Uçak yolculuğu;

Uçak yolculuğu bir çok hamile kadında endişe yaratır. Oysa, uçak yolculuğu diğer yolculuk araçlarından çok daha güvenli ve rahattır. Gerekli önlemler alındığında uçakla seyahat etmenin hiçbir sakıncası yoktur. Uçma stresi olmayan bir anne adayında eğer sağlıkla ilgili bir problem de yoksa ve doktorundan onay alarak rahatlıkla uçak seyahati yapabilir. En rahat seyahat zamanı ikinci üç aydır ve gebelik rahatsızlıkları ortadan kalkmıştır. Genelde; kanama geçirmiş hamileler, çoğul hamilelik yaşayanlar, şeker hastaları, tansiyon problemi olanlar ve erken doğum öyküsü bulunanlar için sakıncalı olmaktadır.

Bir çok havayolu şirketi 36. haftadan sonra hamile kadınları uçaklara kabul etmemektedir. Bu haftadan sonra doğum riski yüksek olduğundan, havada yaşanacak bir doğumda olası bir aksilikle karşılaşmamak için buna dikkat etmektedirler.

Uçak yolculuklarında akıllara takılan sorulardan biri, hamileyken geçilen güvenlik kapıları ve diğeri de kabin basıncının bebeğe zarar verip vermediğidir. Güvenlik kapılarındaki dedektörlerin, uzmanlarca zararsız olduğu söylenmektedir. Onlar metal dedektörüdür ve x ışını ile çalışmamaktadırlar. Ama yine de daha rahat edilecekse, güvenlikteki kişilere söylendiğinde bu konuda yardımcı olmaktadırlar. Diğer bir konu olan kabin basıncının ise hiç bir tehlikesi yoktur. Belirli bir derecede sabitlenen kabin basıncında, siz rahat nefes aldığınız sürece bebek de içeride rahattır.

Uçak seyahatlerinde dikkat edilecek konu yine gidilen mesafedir. Uzun yolculuklar yapmak ve aynı yerde uzun oturmak sakıncalı olabilmektedir. Sürekli hareketsiz oturmak kan dolaşımını etkiler ve ayak ile bileklerde şişmelere neden olur. Hatta varis riskini de artırır. Ayrıca yurt dışına çıkılıyorsa, gidilen ülkenin hamile bir kadın için sağlıklı olup olmadığı araştırılmalıdır. Gidilen yerde sancıların aniden başlaması ya da herhangi bir rahatsızlığın yaşanması durumunda en yakın sağlık kuruluşları önceden belirlenmelidir. Yine diğer yolculuklarda olduğu gibi, giyim şekli rahat olmalı ve beslenmek için bir kaç yiyecek bulundurulmalıdır.

Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar

Blog Widget by LinkWithin

İslam İlmihali