31 Mayıs 2010

İsrail ile savaş çıkarmı?


Sonunda ne yaptı etti İsrail kendini vurdu. Bir devlet hiç bu kadar sorumsuz davranabilir mi? Nedir bu yapılanlar, neyin hesabıdır?.

Aslında bunlar hep korkunun vermiş olduğu rahatsızlıklardır. İsrailde biliyor kendisinin bulunduğu toprakların ona ait olmadığını. Birgün bu hesabı verceğini o da biliyor. Bu pisikoloji ile salgırdan bir tavır içerisinde sağa sola saldırıyor. Bu emanetçilik duygusu onların en hassas olgusudur. Bu yaptıkları ise bunun dışa vurumudur.
Bırakın devleti hangi insan ağır yaralı kontrolü altındaki kişilere kelepçe takabilir? Bunu hastalıklı İsrail Devletinden ve halkından başka kimse yapmaz. Bu aslında tedavis çok güç bir hastalıktır. 

Aslında bu olayla İsrail tüm meşruluğunu yitirmiştir. Artık bir devlet değil terörist bir grup olduğunu ispat etmiştir.Tüm uluslararası hukuku çiğnemiş ve tüm ulus devletlere karşı isyan bayrağını çekmiştir. İsrail artık bu yapmış olduğu hukuksuzluğu temizleyemeyecek kadar pisliğin içine batmıştır. Bundan sonra ekonomik olarak da çok büyük zarar çekecektir. Yalnız İsrail devleti değil onunla hareket eden Mısır devleti de bu tepkilerden üzerine düşeni alacaktır. Tariha kara bir leke olarak geçeceklerdir. Bundan sonraki İsrail nesilleride bu kara lekeyle yaşamak zorunda kalacaklardır. Çünkü artık İsrail bir devlet değil terörist bir grup olarak kalacaktır.


İsrail ile ilişkiler koptu mu?

İsrail'in insani yardım gemisine saldırması Türkiye İsrail ilişkilerini nasıl etkileyecek? Kriz savaşa mı dönüşecek? Yapılan milyar dolarlık ticari anlaşmalar çöpe mi gidecek?

Türkiye bugün güne iki olayın sarsıntısıyla başladı. İlk haber gece İskenderun'dan geldi. Hatay'ın İskenderun ilçesinde Deniz İkmal Destek Komutanlığına teröristlerce roketatarla düzenlenen, 6 askerin şehit olduğu ve 7 askerin de yaralandığı saldırının, nöbet değişimi sırasında meydana geldiği bildirildi. Modernevler Mahallesi'nde bulunan Deniz İkmal Destek Komutanlığına saat 00.40 sıralarında teröristler tarafından yapılan roketatarlı saldırının, nöbet değişimi için askerleri taşıyan araca yönelik düzenlendiği belirtildi. Şehit haberi gün içinde 7 olarak duyuruldu...

Ardından sabaha karşı dünya kamuoyunun yakından takip ettiği insani yardım konvoyundan kötü haber geldi. İsrail, Gazze'ye insani yardım götüren konvoydaki Türk gemisi Mavi Marmara'ya İsrail sınırının 70 mil açıklarında uluslararası karasularında saldırdı. İçinde yardım malzemesi ve 700 civarı gönüllünün bulunduğu silahsız gemiye yapılan baskında kimi kaynaklara göre en az 2 kişi öldü 30 kişi de yaralandı. İsrailli kaynaklara göre ise ölü sayısı kimi yerde 10, kimi yerde 16, kimi yerde ise 20 olarak telaffuz ediliyor.

Bu saldırı Davos kriziyle gerilen, "alçak koltuk" kriziyle tırmanan Türkiye-İsrail ilişkilerini kopma noktasına getirdi. Başbakanlık'ta kriz masası oluşturuldu. İsrail'in Türkiye Büyükelçisi acil olarak Başbakanlığa çağrıldı. Hükümet yetkilileri olayı şiddetle kınadı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Latin Amerika gezisini yarıda kesiti. Dışişleri Bakanı da Birleşmiş Milletler'e çağrıda bulunmak üzere New York'a gitti.

Peki Türkiye-İsrail ilişkileri bundan sonra nasıl olur? Gece meydana gelen iki saldırı birbiriyle bağlantılı mı? Kriz savaşa mı dönüşecek? Yapılan milyar dolarlık ticari anlaşmalar çöpe mi gidecek? Uzmanlara sorduk...

İSRAİL İLE TİCARİ İLİŞKİLERİN BOYUTU


Gazze'ye yardım götüren gemilere yaptığı saldırının ardından tüm gözlerin üzerine çevrildiği İsrail'le Türkiye arasındaki en önemli işbirliği, savunma sanayisi alanında.

Savunma sanayi göz önüne alındığında iki ülke arasındaki ticaret dengesi İsrail lehine gelişiyor. Türkiye İsrail'den yüksek teknoloji gerektiren savunma sanayisi ürünleri alırken, İsrail Türkiye'den, daha çok askeri bot, üniforma benzeri malzemeler satın alıyor. İsrail Türkiye'nin savunma sanayi alanında önemli ortakları arasında yer alıyor.

-İKİLİ SEKTÖREL İLİŞKİLER-

Her iki ülkenin üstünlükleri karşılaştırıldığında ve ekonomilerin tamamlayıcı özellikleri ile coğrafi yakınlığın sağladığı avantajlar göz önüne alındığında, Türkiye ile İsrail arasında son derece geniş ekonomik işbirliği olanakları mevcut.

Ancak, Türkiye-İsrail ilişkilerinin önündeki en büyük engel, İsrail-Filistin sorunu olarak görülüyor. Özellikle İsrail ile planlanan uzun vadeli yatırımlar, bölgedeki savaş ve bunun getirdiği istikrarsızlık nedeniyle olumsuz yönde etkileniyor.

-İKİ ÜLKE DIŞ TİCARETİ-

Mayıs 1997'de iki ülke arasında Serbest Ticaret Anlaşması'nın yürürlüğe girmesiyle, yaklaşık 200 ürüne uygulanan gümrük vergilerinin kaldırılmasının ardından, gerek ihracat gerek ithalatta dikkate değer bir artış kaydedildi.

Türkiye, geçen yıl İsrail'e 1 milyar 528 milyon 370 bin dolarlık ihracat gerçekleştirirken, 1 milyar 70 milyon 128 bin dolarlık da ithalat yaptı. Bu yılın dört ayında ise İsrail'e 415 milyon 979 bin dolarlık ihracat, 695 milyon 406 bin dolarlık da ithalat yaptı.

Türkiye'nin İsrail'e ihraç ettiği başlıca ürünler arasında. demir-çelik, otomotiv ve yan sanayi, petrol ve petrol ürünleri, elektrikli makina ve cihazlar, dokumacılık ürünleri, kimyasallar, hazırgiyim, metal eşya bulunuyor.

Türkiye, İsrail'den ise kimyasallar, petrol ve petrol ürünleri, maden cevherleri ve döküntüleri, elektriksiz makinalar, dokumacılık ürünleri ve kağıt-karton ve kağıt, karton esaslı mamuller ile metal eşya ithal ediyor.

İsrail ile karşılaştırıldığında Türkiye'de nispeten ucuz işgücü olması ve gerek AB gerekse BDT ülkelerine coğrafi yakınlığı nedeniyle Türkiye'de başta tekstil olmak üzere ortak yatırımlar, sınai alanda önemli işbirliği fırsatları sunuyor.

Türk müteahhitlik firmalarının İsrail'de bugüne kadar üstlendikleri projelerin toplam değeri yaklaşık 583 milyon dolar seviyesinde bulunuyor.

-İKİ ÜLKE ARASINDAKİ ANLAŞMA VE PROTOKOLLER-

Türkiye ve İsrail arasında 14 Mart 1996 tarihinde Serbest Ticaret Alanı Anlaşması imzalanırken, Ticari, Ekonomik, Sınai, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşması, Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması, Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması, Gümrük İdarelerinin Karşılıklı Yardımlaşmasına İlişkin Anlaşma, Türkiye–İsrail Karma Ekonomik Komisyon Dönem Mutabakat Zabıtları, imzalanan anlaşmalar arasında bulunuyor.

Bu arada, İsrail'e ihraç edilecek gıda ürünlerinde Museviliğe uygunluğu belgeleyen koşer sertifikası aranırken, söz konusu sertifikaların temininde karşılaşılan sorunlar zaman zaman İsrail'e yönelik ihracatı olumsuz etkiliyor.

Türkiye'den İsrail'e yapılan ihracatta ağırlıklı olarak deniz yolu kullanılırken, özellikle soğuk havalı konteynerlerin temin edilmesinde karşılaşılan güçlükler nedeniyle, bu ülkeye yönelik bozulabilir ürün ihracatı arzu edilen düzeye ulaşamıyor.

İSRAİL SALDIRACAKTI, SALDIRDI
Sabah Gazetesi Yazarı Hasan Bülent Kahraman:


"Türkiye'nin İsrail ile ilişkiler çok iyiydi. Davos zirvesinden sonra bozulma trendine girdi. İsrail bu yardım gemisinin Gazze'ye girmesine izin vermeyecekti. İnsani yardım gemisine izin verse kendi koyduğu ambargo delinecekti ve bunun sonu gelmeyecekti. Zaten geminin girmesine izin vermeyeceğini ve gerekirse saldıracağını duyurmuştu. Önemli konu İsrail bu açıklamayı yaparken Türkiye tarafından herhangi bir diplomatik girişimin olup olmadığı. İsrail başka türlü davranamazdı. Vuracağım dedikten sonra vurmaması beklenemezdi.

İsrail ile ilişkilerin bu noktaya gelmesi büyük şanssızlık. İsrail lobileriyle tüm dünyada çok etkili bir ülke. Birleşmiş Milletler'den bir şey yapması çok beklenemez. Aramızda büyük ticari ilişkiler var. Türkiye önemli bir silah alıcısı. Türkiye silah alımlarını durduracak bir hamle yapmazsa İsrail Türkiye devletiyle ilişkilerini bozmak istemez.

HER DEVLET HER DEVLETİN DÜŞMANIDIR HEM DE DOSTUDUR

İskenderun'daki saldırılarla İsrail'in bir bağlantısı var mı bilemeyiz ama şunu unutmamak lazım; her devlet her devletin dostudur, aynı zamanda düşmanıdır. PKK bölgedeki halkların Türkiye'ye karşı rahatlıkla kullanabileceği bir taştır. İsrail gibi daima militarizmden beslenen bir ülkenin PKK gibi bir kaynağı kullanmış olması şaşırtmaz. Bundan sonra PKK saldırılarının artıp artmayacağını iyi gözlemlemek gerek."

İSRAİL HÜKÜMETİNDE USAME BİN LADİN'DEN DAHA RADİKAL BAKANLAR VAR
USAK (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu) Başkanı Sedat Laçiner:

"İsrail ile ilişkiler 2006'da Lübnan olaylarında gerilmeye başladı. Davos kriziyle zirve yaptı. İsrail tarihinin en sert en sağcı hükümetine sahip. Hükümette Usame Bin Ladin'i aratmayacak radikallikte bakanlar var. İsrail hükümetinde Türkiye hükümetine karşı ayrı bir nefret var. Türkiye büyükelçisini düşük koltuğa oturtmak bu nefretin en önemli göstergesiydi.

İsrail gemiye bilinçli olarak saldırdı. Bundan sonra önemli olan uluslararası kamuoyunun nasıl tepki vereceği. Ama maalesef Yahudi lobisi dünyanın her tarafında oldukça etkin.

Türkiye'nin bundan sonra önünde bir kaç seçenek var. Elçiliğini kapatabilir, diplomatik ilişkilerini kesebilir, İsrail'i uluslararası kuruluşlara şikayet edebilir (İsrail uluslararası karasularını ihlal etti ve bir yerde haydutluk yaptı. Somalili korsanlara yapılan onlara da yapılmalı), ticari ilişkilerini kesebilir. Ama bu henüz bir savaş nedeni değil.

Türkiye İsrail'in en önemli ticari partnerlerinden biri. Aramızda milyarlarca dolarlık silah anlaşması var. İsrail kedine ciddi zarar veren bir işe girişti. Ticari partner olarak Türkiye'yi kaybetmek istemeyecektir ama İsrail'de bu hükümet olduğu sürece ilişkiler iflah olmaz.

PKK MİLİTANLARINI MOSSAD EĞİTİYOR İDDİASI

Dün gece İskenderun'da yapılan saldırıyla, İsrail'in yardım gemisine saldırmasının bağlantısı var mı bilemeyiz ama Akdeniz'de biri PKK biri İsrail tarafından yapılan iki saldırının bir kaç saat aralıklarla gerçekleşmiş olması dikkat çekici. Bir kaç yıl önce PKK'lılara Kandil'de canlı bomba eğitiminin İsrail gizli servisi Mossad tarafından verildiği bilgisi Türk istihbarat servislerince doğrulanmıştı."

Yaralılar Bile Kelepçeliydi

Gazze'ye insani yardım götüren gemilere yapılan operasyonun ardından, helikopterlerle Tel Aviv'e getirilen yaralılar, İsrailli askerler tarafından ambulanslara taşındı.

*FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN

İsrail yardım gemilerine düzenlediği saldırıda yaralanan 10 kadar eylemcinin, Petah Tikva kentine götürüldüğü bildirildi. Yaralıların burada Rabin Sağlık Merkezi tedavi altına alınacağı kaydedildi.

Yaralıların sevkiyat sırasında ellerinde plastik kelepçeler olduğu görüldü. 


Mynet Anketi ise, halkın çoğunluğunun İsrail ile bir savaş yapılmasını istediğini ortaya çıkarıyor. İşte anket haberi, 

İsrail'in Gazze'ye insani yardım taşıyan gemilere düzenlediği kanlı operasyon başta Türkiye olmak üzere bir çok ülkede tepkiyle karşılandı. Politika kulislerinde İsrail'in yaptığı bu orantısız operasyonun karşılıksız kalmayacağı ve muhakkak bir yaptırım uygulanacağı konuşulurken Mynet Haber Servisi olarak düzenlediğimiz Türkiye İsrail'e karşı nasıl tavır almalı? anketiyle halkın nabzını tuttuk.
'İsrail ile savaşalım', 'tüm ticari ilişkiler sona erdirelim' ve 'diplomatik yollardan baskı yaratalım' şıklarından oluşan ankette 90 bine yakın okuyucu oy kullandı. Anketin sonuçları ise İsrail'e yönelik  öfkeyi gözler önüne serdi. "Diplomatik yollardan baskı yaratalım" şıkkına oy verenler yüzde 1'i bile bulmazken, oylarını "İsrail'le savaşalım" yönünde kullananlar ise yüzde 79'u buldu. "Ticari ilişkileri bitirelim" şıkkı ise yüzde 21 oy aldı.

--
İlan Grubu
http://groups.google.com.tr/group/ilangrubu/subscribe?hl=tr

2 yorum:

ampul patlatan dedi ki...

''van münüt'' olayı akp nin ne ile dostluğuna güvenerek yaptığı bir tepkidir acaba kime yaslanıyor; çünkü Arap dünyası desek Amerika nın ve İsrail in oyuncağı veya ne biliym malı gibi bişey, demekki İran ile yola çıkıyorlar bu oyunda. Peki amaç ne Türkiye yi ne ile yakınlaştırmak?
Bu gemi olayında en çok tehlikeli olan şudur bütün medya bilmelidir:
Herkes aynı cümleleri kuruyor, o halde bunun içinde bir oyun var, cehalet var; bu oyun akp nin kasıtlı bir senaryosudur; adamlarını gemiye yerleştiren dinci güçler sayesinde akp iktidarı göz boyamakta ve cahil halkı hemen artistliğiyle etkilemektedir. İsrail zaten saldırgan ve terörist bir ülke dünya içinde tehlikeli; çünkü bu siyonizmin amacı gördüğüm bu. İşte akp iktidarıda bundan faydalanıp iktidarını yükseltirken, başkaca faydası olmayan işlere girişiyor.
Şurasıda bir gerçek ki İsrail dostumuz olamaz çünkü aynı günde iki yerde teröristler askerlere saldırdı, israil gündemi değiştirmek istedi ve pkk ile bağlantısı kanıtlandı. Ayetlerde dediği gibi hristiyanlardan dostunuz çoktur ama yahudilerden dost olmaz çünkü onlar tüm herşeye rağmen samimi olamazlar.

Kahraman Fedai dedi ki...

Düşünün ki bir devleti serseriler ve cinnet getirmiş caniler yönetiyor ve bu devletin elinde de bir rivayete göre 300'e yakın atom bombası var.Dünyada yaşayan insanların nasıl büyük bir tehlike içinde yaşadıklarını varın siz düşünün gayrı.Sayın Arınç açıklıyor:İsrail'le yapılacak olan üç ortak askeri tatbikat iptal edilmiş.Demek ki hala askeri tatbikatlar yapılıyormuş, öğrenmiş olduk.İsrailli pilotları da biz eğitiyorduk zaten.Suriye üzerinden Amanos dağlarına inen ve İskenderun Deniz İkmal Üssü bahriyelilerimize saldırıyı düzenleyenler taşeron fahişe örgüt mü idi, yoksa işin içinde MOSSAD'ın da fiili parmağı mı var?!..Olaylar tam da ABD Dışişleri Bakanı Clinton'un, Türkiye'yi azarlar gibi yapmış olduğu açıklamanın hemen arkasından gelişiyor.İran'la uranyum takası anlaşmasını niçin yaptınız...Bütün konu bu.Akılları sıra gözdağı veriyorlar ve daha da ötesi resmen savaş davetiyesi kartını açtılar.İsrail'in bu herzeyi, ABD'den izinsiz işlemesi mümkün değil." Yapacağımız pek bir şey yok, beklemedeyiz " diye düşünmek ancak iman zaafiyetindendir.Bundan sonra dünyada gelişecek olayları ben size anlatayım.Belki ülkeyi yönetenler ve stratejik araştırma kurumu yetkilisi olduklarını iddia edip TV'lerde boy gösterip yorum yapanların da kulaklarına gider.İsrail, adı geçen gemide silahlar ve bazı askeri mühimmat bulduğu yaygarasını yapacak.Boy boy dünya ve İsrail medyasında sürüme sokacak.Korkarım ellerinde MKE yapımı malzemeler de vardır İsrail'in.İkinci olarak, gözden çıkardıkları bazı Yahudi iş adamlarına hatırı sayılır suikastler düzenleyecekler ve hemen ardından velveleyi koparacaklar. MOSSAD parmağı ile gerek Türkiye'de, gerekse de dünya üzerinde sinagog saldırıları düzenleyecekler ve Türklerin yaptıkları yaygarasını koparacaklar.Yaşım 54 ve çocukluğumda rahmetli dedem anlatırdı.Yahudi, Arap'a hem tokat atarmış hem de " ne vuruyorsun be " diye salya sümük ağlar, yaygarayı kopartırmış.Yapılacak çok iş var : Birincisi, İsraille askeri, ekonomik ve diğer, her türlü işbirliği iptal edilmeli.Yapılan anlaşmalar da iptal edilmeli.Eğer bunları yapmayacaksanız, bize başka bir ülke gösterin, oraya gidelim.NATO sorgulanmalı.İncirlik Üssü tez elden kapatılmalı.Afganistan'dan ve İSAF'tan askerlerimiz derhal çekilmeli.Ulusal yas ilan edilmeli.Bayraklarımız yarıya indirilmeli.TV'ler bir süre için eğlence programlarına ara vermeli.Ve korkarım bugünden itibaren dünya ve Türkiye, en masum Yahudi vatandaşlarımız için bile pek güvenli bir yer olmayacak.Çünkü, İsrail Devleti'ni yönetenler serseri olursa, bizler halkımızın içinde yer alan eğitimsiz, lakin milli duyguları kuvvetli serserilerimize nasıl söz geçirecek ve laf anlatacağız.Ve ey ABD, unutma ki bu toprakların insanları mazlumdur ve edecekleri beddualar sizin oralarda yeni petrol platformları batıracak, geçen sene California'da ABD'li bir meczubun California ormanlarını yakması gibi, yeni olaylara başlangıç olacaktır.Ve biliyoruz ki: " Sizin hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde ise hayır vardır." ayeti muktezasınca bu olay, başta İslam Ümmeti olmak üzere, Türkiyemizin içinde yaşayan ve kandırmış olduğunuz Kürt aydınlarımız ve vatandaşlarımızın da uyanmalarına vesile olacaktır.Arap sermayesi ABD'den çekilince, nasıl ekonomik krize girdiyseniz, bekleyin daha sırada Yahudi işadamlarının yoğun olarak yaşadığı İngiltere ve diğer bazı ülkeler var.Sanırım doğal afetler de ABD'yi bekliyor.Telaviv'de de büyük bir deprem olursa hiç şaşırmayacağım.Görelim bakalım Mevla neyler, neylerse güzel eyler.

Popüler Yayınlar

Blog Widget by LinkWithin

İslam İlmihali