28 Eylül 2009

Gafletten uyanın ve aklınızı başınıza alın!

KİMLERDİR BU MUTLU AZINLIK

Kur’an’ da  malı  ve  mülküyle  mağrur  zengin  tiplemesine  sıkça  yer  verilir. Özellikle Mekki  surelerde  bu  daha  da  belirgindir. Bunun  sebebi : İslam  dinine  ilk  karşı  çıkanların  o  devrin  zengin  iş  adamları  olmasıdır. Esasında  Kur’an’da  bahsedilen  bu  bencil  zengin  zümrenin  hangi  dönemde  olduğu  pek  fazla  önemli  değildir. Zira  her  zaman  diliminde  ve  her  toplumda  statükoyu  destekleyerek  çıkarlarını  sürdürmek  ve  makamlarını  korumak  isteyenler  hep olmuştur.

Ortada  haksız  bir  şeyler  dönüyor  olmalı  ki ; bu  patronlar , karanlık  işlerini  sürdürebilmek  için  kapalı  kapılar  ardında  toplanmayı  ve  kendi  lehlerine  kurdukları  düzeni  korumayı  çalışıyorlar. Rantın  bir  gün  ellerinden  gideceği  endişesiyle  sürekli  huzursuzlar. Bu  nedenle  dine (İslam’a)  alabildiğince  saldırıyorlar. Korkulu  rüya  görmektense  uyanık  kalmayı  tercih  ediyorlar.
 
Müzzemmil  Suresinin  11.ayetinde  “ Ulün  ne’meh “ ifadesiyle    nimet  ve  zenginlik  içinde  yüzen    mutlu  bir  azınlıktan  bahsedilir. Kur’an – ı  Kerim’de  bu  insanlar ; Kur’an’ ın  söylediklerini  ciddiye  almayan,  O’ nu  uydurma  sayan, Kur’an’ı küçümseyip  hafife  alan  ve  aynı  zamanda  da  malıyla  mağrur  insanlar  olarak  tanıtılır  biz  müminlere.

Günümüzde  de  öyle  değil  mi? “ Nimet  içerisinde  yüzen “ bu  zengin  iş  adamlarının  oluşturdukları  küfür  destekli  çok  fonksiyonlu  kulüp , dernek  ve  vakıflar, zamanında  hükümetler  üzerinde  ciddi  baskılar  yapmadılar  mı , yandaşı  olmayan  ve  çıkarlarına  engel  olan  hükümetleri  düşürmek  için  iftira  kampanyalarından  tutun  tencere  tava  konserlerine  kadar  çeşitli  faaliyetlerde  bulunmadılar  mı?

 “ Nimet  içerisinde  yüzen “    bu  zümrenin  dünyanın  bir  çok  yerinde  çeşitli  ifsat  faaliyetleri  de  oldu. Mesela; Fransız  İhtilalini  finanse  eden  Yahudi  bankerlerdir. Bu  bankerlerin  Amerika  başkanlık  seçimlerinde  ve  birçok  devletin  genel  seçimlerinde  bile  etkin  olduğu  herkesin  malumudur. Bu  tür  söylemleri            “ komplo  teorisi “  olarak  değerlendirenlere  soruyorum;  D – 8  toplantısına  başbakan  düzeyinde  katılan  altı  ülkenin  altısının  da  birden , bir  buçuk  yıl  gibi  kısa  bir  zaman  içerisinde , esrarengiz  bir  şekilde  düşürüldüğünü  nasıl  izah  edebilirsiniz. Bütün  bunları  yapanlar,  yeryüzünde  nimet  içerisinde  yüzen  şımarık  sermaye sahiplerinden  başkası  değildir  de  nedir?

Kur’ an-ı  Kerim’de  bir  ayette  bu  “mutlu  azınlık “ tan

“ Biz  hangi  ülkeye  bir  uyarıcı  gönderdiysek, mutlaka  oranın  refah  içinde  şımaran  önde  gelenleri : gerçekten  biz , sizin  kendisiyle  gönderildiğiniz  şeyi  tanımıyoruz  demişlerdir. Ve : biz, mallar  ve  evlatlar  bakımından  daha  çoğunluktayız. Biz , azaba  uğratılacak  da  değiliz  demişlerdir “ ( Sebe  34 – 35 )

 Kur’ an-ı  Kerim’de  başka  bir  ayette  bu  “mutlu  azınlık “ tan 

“ İşte  böyle , senden  önce  hangi  memlekete  uyarıcı  gönderdiysek  mutlaka  oranın  ileri  gelen  zenginleri : Biz  babalarımızı  bir  din(yol)  üzerine  bulduk, biz  de  onların  izlerine  uyarız, dediler. “ ( Zuhruf  23 )

Ayetlerden  anlaşılıyor  ki  bahsedilen  yalanlayıcıların  özellikle  toplumun  nimet  içerisinde  yüzen, gelir  seviyesi  yükse, hayli  zengin  kimseler  olmaları  dikkat  çekicidir. Aslında  bu  kimseler  Hz. Muhammed ( S.A.V ) ‘in  getirdiği  vahyin  uydurma  olmadığını  çok  iyi  biliyorlardı. Onlar, işlerine  gelmediği , hesaplarına  uymadığı  ve  bundan  bir  rant  elde  edemeyecekleri  için  vahyi  yalanladılar. Eğer  iman  ederlerse  servetlerinin  azalacağını , müreffeh  hayatlarının  son  bulacağını  düşünüyorlardı.

Şimdi  şöyle  bir  soru  ile  devam  edelim: Bu  yalanlayıcılar  eğer  Müslüman  olsalardı, para  kazanıp  nimet  içerisinde  olamazlar  mıydı? Yani  İslam, insanların  zengin  olmasına  bir  engel  midir?

Bu  soruya  cevap  verirken  şu  durumları  hesaba  katmak  lazım. Bir  kere  en  başta cahiliye  devrindeki  bu  mutlu azınlık, put(din) ticareti  yapıyorlardı. Güncel  örnekle ; Amerika’ nın  büyük  silah  şirketleri , Dünya’ya  aman  barış  gelir  diye  bugün  nasıl  rahatsızlık  duyuyorlarsa , bu  mutlu  azınlık  İslam’ ın  barış  ve  hoşgörü  dini  olmasından  dolayı  da  rahat  değiller.

Hz.  Muhammed ( S.A.V ) putları  devirmek  ve  put  üzerine  kurulu  haksız  din  ticaretine  son  vermek  istiyor. Müşrikler  Hz. Muhammed ( S.A.V ) ‘ in  bir  gün  gelip  bütün  bu  düzenlerinin  bozulacağını  tahmin  ediyorlardı. Bundan  dolayı  sürekli  İslam’ a  saldırdılar. Efendimizin  putları  yıkmak  gibi  bir  düşüncesi  olmasaydı, zaten  müşrikler  O’nu  başlarının  üstünde  taşımaya  razıydılar. Ama Efendimiz ( S.A.V ),    putlara hoş görülü  bir  Müslümanlığı  asla  tasdik  etmedi.

Burada hele bir de aynayı  kendimize  döndürelim  bakalım  neler  göreceğiz.

Evet  dün  Efendimiz,  bu  gayede  ve  çizgide  idi. Peki  O’nun  ümmeti  olan  biz  Müslümanlar  bugün  hangi  çizgideyiz? Zamanın  putlarını  yıkmak  gibi  bir  gayemiz  var  mıdır? Yoksa  putların  Cahiliye  devrinde  kaldığını  mı  düşünüyoruz?

 Yeryüzündeki  zalimler, silah  tüccarları  ve  tüm  bu  mutlu  azınlık  için;etliye  sütlüye karışmayan, sinirleri  alınmış, uysal bir Müslüman  tipi  ideal  olarak görülse de, bu  tip  Müslüman  Allah  Resulü’ nün  onayladığı  bir  Müslüman  tipi  değildir.

 Camide  sessiz  sedasız, kendi  halinde  namaz  kılan  ama  asla  toplumsal  meselelere  karışmayan  bu  insanlarla  hiç  kimsenin( yada mevcut düzenin )  alıp  veremediği  yoktur. Hatta  onları  öyle  çok  severler  ki; “ haah  işte  ideal  Müslüman  budur” diyerek  göklere  çıkartılar. Fakat  rant  sahiplerine  “ Bu  ülkede  benim  de  sizin  kadar  hakkım  var “ diyenler  veya  rant  ekonomisine  karşı  fikirler  üretip  zalimlere  karşı  dik  duranlar  yani  adil  bir  düzenden  yana  olanların  bu  zalim  düzenin  katırlarını  ürkütmesi  kaçınılmazdır.

 O  halde  biz  bu  durumda  “ Aman  sessiz  olun , katırlar  ürkmesin “ mi  diyeceğiz?
Yoksa  “ Gafletten  uyanın  ve  aklınızı  başınıza  alın “ mı  diyeceğiz?

Ilımlı  Müslümanlar birinci  şıkkı  işaretlerken, mücadeleci  Müslümanlar  ise  ikinci  şıkkı  işaretleyeceklerdir..
Burada  “Müslümanları  neden  ikiye  bölüyorsun”  dediğinizi  duyar  gibiyim.

Ayrımı  ben  yapmıyorum, her  iki  Müslüman  tipi  toplumumuzda  zaten  var. Ve  bu  iki  kesimin  fikir  çatışması  uzun  süre  devam  edeceğe  benziyor. Birisi  “mücadele  edelim “ derken, diğeri  “seni  hiç  katır  tepmedi  galiba “ diyor. Birisi  katırları  ürkütmekten  korkuyor , diğeri  ise  sadece  Cenab-ı Allah’tan  korkuyor.           


--
MLM Future
Alışveriş yaparak para kazanma yolu
http://www.sivas.mlm-future.com
------------------------------------------
İlan Grubu
http://groups.google.com.tr/group/ilangrubu/subscribe?hl=tr

Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar

Blog Widget by LinkWithin

İslam İlmihali